Merhaba, hikaye yazmak üzerine konuşmak istiyorum bugün.
Ben hikaye yazmayı seviyorum. Daha önce yazdın mı ya da bu ne ukalalık diyenleriniz çıkabilir. (Şimdi düşündüm de böyle bir girişe bu ne ukalalık diyen birisinin benden daha ukala olacağı kesindir.) Evet, bir kaç hikayem var, ama bunlardan bahsedecek değilim size. Sadece hikaye yazmayı
Bir şiire satır olsam
Kendime yazılsam
Usulca masmavi bir cümlenin,
En kuytu huzurunda okunsam..
Saatler kurulmuş hep yaşa(n)maya,
Bir satırda okunmak sayılmaz mı yaşamaktan?
Hep daha’yı yazmaktan,
Daha fazlasını aramaktan,
Adımlarımız hep koşar adım,
Bir satır değil mi oysa aradığımız
Bir an’da yaşam değil mi gitmek dünyadan?
Kendine bakmaktan daha çoğu değil ki hayat..
Bırakmak geçmişi, ölmek yarına ve kalmak bugüne..
Üç kelime, tek anlam..
b.t.
(Ocak ayı öykü etkinliği)
Büyük Patlamanın üzerinden 13 milyar yıl geçmiş. Halbuki daha dün gibi. Ne kadar hızlı geçiyor zaman. Sanki o andan beri eskimekteyim. Fizik, büyük patlamayla başladığını söylüyor zaman kavramının. Doğarken maruz kaldığı bu yoğun şiddet yüzünden mi bu kadar gaddar bize karşı. Tik tak tik tak tik tak... Allahın cezası
Selamlar,
Internet'in daha sık kullanılır olmasıyla bilgi akışının hızlanması hepimizin şahit olduğu bir hakikat. Bununla birlikte, kirli bilginin de daha hızlı bir şekilde akarak pek çok zihinde yanlışların filizlenmesine yol açtığını da aynı emniyet hissiyle biliyoruz. Bu ikinci durumun bir yansımasını da Üstad'la alakalı