Denendi!
Annem bir keresinde bana elma soyup kabuğunu tek parça halinde omzumun üstünden geriye atarsam evleneceğim erkeğin ismini bulabileceğimi söylemişti
AŞK VE ÇİLELER
Monna Rosa, siyah güller, ak güller; Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! *
Reklam
Çağdaş ve etkin devlet örgütlenmelerinde toplumlar, uzun vadeli planlama, insanların eğilimlerini hesaba katma, gündelik gelişmeleri tarihsel perspektiften ele alma gibi bin bir ince metotla yönetiliyor. Bizde ise yasak ve baskılarla.
Sayfa 265 - Okyanusu Yasaklamak Mümkün mü?Kitabı okudu
Geceleri şöyle bir köşeye büzülerek geçirirdik. Küçücük yastık kadar ince iki ot minderi birbirine bitiştirip üzerinde yatardık...... Burada bir hapis rejimine tabi olduğumuz anlaşılıyordu. Sabun yoktu.Alitanu Köşkü'nün eski sahiplerinden artık almış küçük sabun parçalarını idare ile kullanmaya mecbur olduk. ...... İlk yemeklerimizi hatırlarım, büyük bir teneke tabla içinde getirirlerdi. Pilav ve yoğurttan ibaretdiller. Çatal ve kaşık yoktu. Ellerimizle yiyebildiğimiz kadar yiyorduk..... Musluklar pis ve sular zehir gibi acı idi; üstelik biz bunu avucumuzla içiyorduk. Bardak yoktu...... Panjurların açılması yasak edilmişti, güneş ve havadan da mahrumduk..... Bahçede nöbetleşe devriyeler dolaşırdı. Kapıların anahtarları onlarda idi. Bizi dışarıya çıkarmazlardı.Köşkün geniş terasına, serinlemek için bazı akşamlar yalnız babam çıkabilirdi. Bu babama unutularak bırakılmış, tek nefes alma imkanı idi. Selanik çok sıcak bir yerdi..Bir ay mahremiyet ve azaplar içinde inim inim inledikten sonra, evlerimizden hepimize birer sandık eşya geldi........ Bu sürgün hadisesinin feci intibaları bana asıl hürriyeti, fazileti ve samimiyeti öğretmiştir. ..... ....... Feryat ve figan içinde arkamda bıraktığım zavallı anneciğimi düşünürdüm. Onun kollarını arıyordum. Ah bir kere kucaklayabilsem, ne kadar mesut olacağım diye hayallere dalardım.
Sayfa 56 - Sürgündeki VaziyetKitabı okudu
Bu şiiri bu kadar geç keşfettiğime inanamıyorum.. Çok nahif..
I. AŞK VE ÇİLELER Monna Rosa, siyah güller, ak güller; Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller!
Namaz kılan birine sorun neden abdest aldığını türlü komedi cevaplar çıkar
İslami hikâyelerde duadan önceki yıkama, yani abdest alma ritüeli, cennetteki yasak meyveyi yemeye atıfta bulunur. O andan itibaren, Âdem ve Havva ve onlardan sonra gelen insanlar tabii ki mecburen tüm insanlar: “Onlar yüzlerini yıkarlar, çünkü gözleriyle yasak meyveyi gördüler. Ağızlarının ve burunlarının yıkanması gerekiyor. Çünkü ağızlarıyla yediler ve burunlarıyla kokladılar. Alınlarının yıkanması gerekiyordu. Çünkü başları dallara ve meyve ağacının yapraklarına dokundu. Ellerini yıkaması gerekiyordu. Çünkü elleriyle meyveleri topladılar. Ve ayaklarını yıkamaları gerekiyordu. Çünkü ayakları sayesinde ağaçların içine doğru yürüdüler."
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
588 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.