"Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır."
Reklam
Herkes mutlu yaşamak ister, ancak yaşamı mutlu kılan şeyin ne olduğunu görmek konusunda zihinleri kördür.
Hiçbir insan kendi başına hata yapmaz, her insan aynı zamanda başkasının hatasının nedeni ve kaynağı olur.
Erikson, bu dönemi bağımsızlık evresi olarak belirler. Bu evre, çocukların anne bağımlılığından tamamıyla uzaklaşıp iki ayakları üzerinde durabildikleri zaman başlar. Fiziksel olgunluk, onların emekleyebilmelerine, yürüyüp koşabilmelerine olanak hazırlarken, kişilik açısından bağımsız olmalarını da sağlamıştır. Bu evre, çocukların her şeyi keşfedebilecekleri dönemdir. Bu dönemde çocuklar bağımsızlık gereksinimi duyarlar ve bunun karşılanması için de özgür bırakılmayı beklerler. Eğer bu evrede çocuklar sürekli cezalandırılır, aşırı koruyucu ya da anneye bağımlı bir biçimde yetiştirilirlerse bu baskı sonucu ezikliğin kızgınlığını ve utancını yaşamaya başlarlar. Utanç duygusu yerleştikten sonra artık yaptığı seçimlerin doğruluğu konusunda sürekli kuşkuya kapılır ve haklanı savunamazlar. Freud'un "anal dönem" olarak tanımladığı, yasam bu ikinci ve üçüncü yıllarında, anne ve baba çocuğun kendi kendini kontrol etme yeteneğini olumlu yönde etkiler ve destekleyici olurlarsa, çocuk, gelişen bağımsız yapısıyla sağlıklı güven duygusu kazanır. Böylelikle bağımsızlık, şüpheye egemen olur.
Sayfa 80
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.