yaşamsal durumlar
-olmadığım yerleri yapmadığım şeyleri özlüyorum bazen -ve bazen diyorum ki kendi kendime sessizce: 'cinsim başka olsaydı daha mı mutlu olurdum acaba'
Sayfa 116Kitabı okudu
Bilginin Keskin Yüzü
Bilgi yaşamda belirleyici rol oynayan bir etkendir. Canlıların çoğu kaynağını türlerine ait bilgilerden alan kalıtsallaşmış içgüdülerinin ve sınırlı öğrenme kapasitelerinin mümkün kıldığı ölçüde yaşama tutunmaya çalışırken insan bilgi edinmeyi ve kullanmayı çok farklı bir boyuta taşıyarak diğer türlere üstünlük kurma kendisine büyük bir avantaj
Reklam
Evrim, diğer canlılara olduğu gibi bize de zamanlaması esnek ve kolayca kesintiye uğrayabilen, bu nedenle daha önemli önceliklere kurban giden bir uyku vermiş. Beynin, uykunun her aşamasında işlemeyi sürdüren bir öncelik sistemi var ve acil bir durum olduğunda -örneğin çocuk ağlaması ya da yaklaşmakta olan bir saldırganın ayak sesleri- bizi uyandırıyor. Sorun şu ki eski dönemlerden kalma içsel uyandırma ikazımız, sınavdan önce heyecanlanma, mali endişeler ve araba alarmları gibi yaşamsal risk taşımayan durumlar yüzünden modern dünyada sürekli olarak tetikleniyor. Bizlere çalar saati ve sabit çalışma saatlerini kazandıran sanayi devriminden önce insomniyi dengelemek için geç kalkmak yetiyordu. Ama artık öyle değil. Eğer her yerde hemen uykuya dalma yeteneğine sahip olmakla övünenlerdenseniz, böbürlenmeyi bırakın. Çünkü özellikle de yaşınız 4O’ı bulmamışsa, yeterli uyku almadığınızı ortaya koyan bir işaret bu aslında.
İlişki sürecinde tam da her şeyin daha iyiye gitmesini beklediğimiz bazı durumlar vardır ki tam aksine çiftleri birbirinden uzaklaştırabilir. Örenğin çiftlerden birinin uzun süre devam etmiş olan bir hastalığı iyileşmeyle sonuçlandığında aralarındaki bütün dengelerin değiştiğini ve sorunlar yaşamaya başladıklarını görürüz. Aynı şekilde çiftlerden biri terapiye başlar ve değişir. Her açıdan daha sağlıklı bir birey olur ancak yeni rolü ile bu kez de eşi tarafından bambaşka sorunlara davet edilebilir, kabul göremez. Başka yaşamsal köklü değişiklikler ya da uzun süre mücadele edilmiş sorunların ortadan kalkması da ilişki için tuhaf bir şekilde tehdit olabilir. Burada kilit nokta şudur: İlişkinin temeli kurulurken hasarlı olan kişiler birbirine yaklaşmış ve mozaik yapı çok çabalamayı gerektirmişse, düzlüğe çıkmak bu temeli kökünden sarsabilir. İlişkinin kalıpları tümden değişir. İnsanın alışmış olduğu ilişki tarzları nasıl olursa olsun -sağlıklı ya da hasarlı- çocukluk dönemi de dahil tüm bir hayatı kapsıyorsa, bunu kaybetmek daima bir şaşkınlık, hüzün ve yas içerir. Yeni düzenin dengeleri yeni bir dil öğrenmeyi zorunlu kılar.
HER ŞEY AKAR!
insanın özüne dönmesi kaçınılmaz olan şeydir. çünkü her insan doğduğu iklimin, evin, tarihin ve kültürün insanıdır. aklı olaabilecek tüm durumların olasılıklarını sunsa dahi ruhundaki töz onu kendiliğinin doneleriyle kavrayarak oluşumunun tamamlanmasını ve eksikliğini bireye hissettirir. ve bu hisse ulaşan insan tıpkı lucy filminde olduğu gibi
Dışadönük davranışta libido (Jung'a göre libido yaşamsal içgüdü anlamına gelir, Freud'un seksüel içgüdü tanımından farklıdır) dışarıya akar, olaylara, insanlara ve nesnelere bağlılıkla belirlenir. Dış dünyaya yönelik bu tutum kişiyi daha girişken, dobra, bazen kavgacı bazen de kaygısız ve kayıtsız yapar. Nesnelere yönelik olumlu yaklaşımdan dolayı bu tipteki insanlar belli bir durum karşısında beklemeden ileri atılırlar. İçedönük tutumda ise içeri akan libidodan dolayı bu tipteki insanlar belli durumlar karşısında geriye çekilme halindedirler, dudaklarından dökülmese bile sanki içten içe hayır derler. İçe akan libidodan dolayı "iç gereksinme" üstündür. Bu tiptekiler genelde dış dünyaya karşı güvensizdirler. İnsanlarla temas kurmaktan ziyade düşünmeyi seçerler, içdünyalarıyla ilgilenme eğiliminde olan içe dönükler her şeyi içine atan, karasız, dalgın savunmacı yapıdadırlar.
Sayfa 72
Reklam
45 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.