Uzun zaman sonra yeniden Çehov’a dönmek ve onu okumak çok zevkli. Çok da kapsamlı bir kısa hikaye aslında. Eğitimli bir akıl hastası (bir yerden sonra çok fazla okuyanlara söyleyebiliriz sanırım) İvan Dmitriç ile Doktor Andrey Yefimiç arasında geçen öyküde: sessiz kalanlara yani bizdeki tabirle dilsiz şeytanlara yönelik eleştiriler, ölüm, Tanrı, yozlaşma gibi birçok konu kendine yer buluyor.
Dmitriç sürekli bir endişe içindedir ve takip edildiğini düşünmektedir. Şu dönem popüler olan, bir düşünceyi kendi içinde kurup hiçbir şey yokken kafadaki senaryolarla kendi psikolojisini yiyip bitirme huyuna benzer biraz. İlginç ve etkileyici bir felsefik sohbet başlayacaktır akabinde kapatıldığı ve kitaba da adını veren koğuşta. Hüzünle de olsa bir şekilde son buldu kitap.
Hepimize iyi okumalar dilerim..
Avda Trajedi 
Anton Çehov
