Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazine arayan Endülüslü çobana Simyacı’nın dediği gibi:
Bir tek öğrenme yöntemi vardır. Eylem yöntemi. Bilmen gereken her şeyi sana yolculuk öğretti.
Son zamanlarda hangi eve gitsem çocuk odasında yığınla oyuncak görüyorum.
···
Oyuncaklar, çocuklarımıza ayıramadığımız vakitlere karşı verdiğimiz rüşvetler...
__
Gündüz, sanki bir tiyatro sahneleniyor.
Maskeli kişilikler, verilen rolü en iyi şekilde oynamaya çalışıyor.
Sonra gecenin hoşgörülü loşluğunda maskelerini çıkarıyorlar.
Zorunluluklardan, sorumluluklardan, rollerden soyunup karanlığın pelerinine bürünüyor ve ikincil kişiliklerine sığınıyorlar.
Gece, “neyseler o olma” fırsatını bahşediyor.
Asıl hayat, orada zuhur ediyor.
Gündüzün yaraları orada sarılıyor.
Biraz da bu terapi sayesinde ertesi sabah tiyatro yeniden ve hevesle başlıyor.
__
ABD'de psikiyatr olarak çalışan Kemal Sağduyu'nun mesajı da bu yönde:
"Vakti olmayan aileler hem çocukları başlarından savmak istiyor, hem de evde veremedikleri eğitimi mucizevi bir şekilde okulun vermesini bekliyor. Böyle olunca öğretmen, sözünü dinlemeyen her öğrenciyi psikiyatra sevk ediyor. İş yükü çok artan psikiyatr da bir iki test yapıp ilaç başlatıyor. İlaç firmaları da reklamlarda, hiperaktif çocukların psikiyatra görünmesini teşvik ediyor. Çark böyle dönüp gidiyor."