1930'da Rize'nin İkizdere ilçesinin Güneyce nahiyesinde (Hacı Şeyh Köyü) doğdu. Küçük yaşta babası Hafız İsmail'in ve amcası merhum Hafız Yusuf'un yanında hafızlığını yaptıktan sonra imtihanla ilkokulun 2. sınıfına geçmiş, 3 ve 4. sınıfları köyde okuyup 5. sınıfı İstanbul Kadırga İlkokulunda okurken hususi olarak, İstanbul'da Şehzadebaşı İbrahim Paşa Camii İmami ve hatibi Hacı Hasib Efendi'den Arapça okumaya başladı.
Kumkapı Ortaokulu'na devam ederken İstanbul müftü müsevvidi müderris Mustafa Asım Hacı Bilaloğlu'ndan Arapça okumaya devam etti. Ortaokulu iftiharla bitirince 1945'ten 1948 yılına kadar Mustafa Gümülcüneli'den, Medresetul Kudat hocalarından Ali Haydar Güleryüz'den ve sonradan Rize müftüsü olan müderris Yusuf Ziya Karal'dan İstanbul medreselerinde okutulan bütün ilimlerin yanında medrese programlarında olmayan ilimleri de tahsil etti.
1948'de Bağdat'a gidip liseyi orada bitirdi.
1954'de Bağdat İlahiyat Fakültesi'ni birincilikle bitirdi.
Bağdat'ta gerek lise ve gerekse fakülte tahsili esnasında oranın müderrislerinden de hususi olarak Tefsir, Hadis, Fıkıh, Usul ül-Fıkh, Kelam, Mantık, Arap Edebiyatı, Arapça, Feraiz, (Miras Hukuku) ve İlm-i Heyet okudu.
1956 yılında Yedek Subay olarak askerliğini tamamlayıp, 26 Kasım 1956'da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne İslam Felsefesi asistanı olarak girdi.
1960 yılında "Kur'an'a göre iman esasları" adlı teziyle doktorasını verdi.
1960-61 yıllarında sıkı bir çalışma neticesinde merhum Doç. Dr. Yaşar Kutluay'la beraber Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı, Kur'an'ı Kerim'in mealini hazırladı.
1962 yılında Ankara Üniversitesi tarafından İbranice'yi öğrenmek için iki sene müddetle iki asistan arkadaşıyla İsrail'e gönderildi. Bu suretle İslam Felsefesinin İbranice'ye yapılan tercümelerini ve Yahudiler yoluyla Avrupa'ya geçişini doğrudan doğruya inceleme fırsatını buldu.
1965 yılında bir bursla Amerika'ya gidip Chicago Üniversitesi'nde 1 yıl 8 ay İslam Felsefesi ile ilgili ilmi araştırmalar ve incelemeler yaptı.
1968 yılında "Farabi ve İbn-i Sina'ya Göre Yaratma" adlı teziyle İslam Felsefesi'nde doçent oldu.
1969 yılında Kelam dersinin yanı sıra İslam Hukuk Felsefesi (Usul ül-Fıkh) dersini beş (5) sene müddetle okuttu.
1969-71 öğretim yıllarında Konya Yüksek İslam Enstitüsü'nde klasik mantık okuttu.
1974 yılında Kelam profesörü oldu ve aynı yıl kurulan Kelam İlmi Kürsüsüne başkan seçildi.
1974-75 öğretim yılında Harvard Üniversitesi'nin daveti üzerine aile planlaması Ahlak, Din ve Hukuk Felsefesiyle ilgili araştırmalarda bulundu.
1975-76 öğretim yılında Chicago Üniversitesi'nin daveti üzerine İslam'iyetin Değişen Toplum Karşısında Durumu'nu konu alan altı (6) İslam memleketinin ilim adamlarının katıldığı seminerle yönetici olarak katılmıştır.
1980-82 yıllarında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde dekanlık yaptı.
1985-89 yıllarında Kral Fahd Petrol ve Madenler Üniversitesi'nin daveti üzerine, Dhahran, Suudi Arabistan'da İslam Dini Esasları dersi verdi.
1989 yılında Türkiye'ye A.Ü. İlahiyat Fakültesi'ndeki görevine geri döndü, Kelam kürsüsü başkanı olarak 1997 yılında emekli oluncaya kadar devam etti.
1997'den sonra A.Ü. İlahiyat Fakültesinde master ve doktora dersleri vermeye başladı ve bu görevini hala devam ettirmektedir.
Atay hoca, Arapça, İngilizce ve İbranice bilmektedir.
Tam adı:
Prof. Dr. Hüseyin Atay
Unvan:
İlahiyat Profesörü, yazar
Doğum:
Rize / İkizdere (Güneyce nahiyesi / Hacı Şeyh Köyü), 1930
"Kur’an’ı hatmetmek yerine bir ayetin manasını anlamaya ve üzerinde düşünmeye çalışan bir kimse daha çok sevap alacaktır. Böylece ayet ayet Kur’an’ın manasını da öğrenmiş olacaktır."
O halde Tanrı'ya inanan insan, rızkı için insanlara boyun eğmez, toplumdaki mevkiinden atılmasından, sıkıntıya düşürülmesinden, fakirlik ve ihtiyaçtan dolayı kimseden korkmaz. A " Selam olsun o halde onlara"
Allah'ın üzerinizdeki lütfu ve nimeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyar giderdiniz.
(Nisa 83)
Yani Allah diyor ki; Ben size vahiy de elçi de göndermemiş olsaydım, gene de aklı ile doğruyu bulanlar vardır.
Bu hatmimizi depremde hayatını kaybedenlerin ruhuna, hala kurtarılmayı bekleyen, umut umut topraktan fışkıran depremzedelere, bir de bu bekleyişe ortak olduğumuz için bizlere, kalanlara ferahlık olması niyetiyle okuduk. Kabul et ya rabbim.
Allah'ım... Senden ümit kesmiyoruz. Depremin altıncı gününde hâlâ sağ çıkıyor insanlar. Müthiş şeyler
Şeriat ne demek, Kur'an anayasa mıdır, dil insanın yaratı mıdır, Tanrı akılla bilinir mi, İslam'da bilim ve felsefe düşmanlığının nedenleri, Tanrı'nın adları ne demek, dil-bilim ilişkisi nasıldır, iman ne demek gibi bir sürü konuyu ele alan geniş bir kitap. Okurken aynı zamanda çokta bilgi öğrendiğiniz bir eser olmuş bence. Din felsefesine merakı olanların okumasını tavsiye ederim.
Dipçe: Kitapta illaki size zıt düşen düşünceler olabilir ama iyi.bir okur olmak zıt düşünceleri de okuyup sayfa duymaktan geçer bence. Lütfen gereksiz yorumlardan kaçınalım. Kitapla kalınız. :)
Hüseyin Atay, sohbet havasında Kur’an çalışmalarında varmış olduğu görüşleri okuyucuya aktarmaktadır. Anlaşılır, sade ve açık bir üslupla kaleme alınmış bir eser. İlgilileri okuyabilir fakat akademik bir çalışma olarak nitelendirilemez.