1910'da Fransa'nın Loire bölgesinde doğan Julien Gracq, tarih ve coğrafya öğretmenidir. Romanlarında, coğrafi bölgenin insan üzerindeki etkilerini incelemiştir. Roman dışında, denemeler, düzyazı, şiirler ve tiyatro oyunları da kaleme almış olan Julien Gracq, Alman romantizminin ve gerçeküstücülüğün etkisinde kalmıştır. 1991'de Le Rivage des Syrtes başlıklı romanına verilen Goncourt Ödülü’nü reddeden, özenli üslubuyla içindeki bunaltıyı damıtan bu ilginç yazara göre dil, insanları buluşturan, birleştiren, onları mistik yoldan anlamayı sağlayan bir araçtır.
...Elle tutulur hiçbir şey yok ortada. Her şey sarılıp sarmalanmış, dolaylı hale getirilmiş biçimde kalıyor. Her şey o söylentilere gönderme yapıyor ama hiçbir şey onları ortaya çıkarmıyor. Sözler, gün boyunca Söylenen sözler, inatla bir kılıf (herhangi bir şeyin kılıfını) oluşturuyormuş ama aslında o kılıfın içi boşmuş gibi...
"Okuma edimi, başka bir yönüyle okurun öznel geçmişi,şimdisi, geleceğiyle de ilgili oluyor böylece. Gerçekte her okur kendi kişisel konumuna, duygusal yapısına, düşünsel yetisine göre yaşar bir metni. Bu açıdan her okur kendini okur metinde." #96889080
Kazım Taşkent, Yapı Kredi Bankası'nın kurucusudur. İş bu seri Fransa'nın ünlü yayınevi Gallimard'dan esinlenerek oluşturulmuş bir dizidir. Sadeliğiyle göz doldurur. :) Eski ciltli baskılarının olmaması hanelerine eksi puan olarak yazılabilir. Ayrıca daima pahalıdırlar.
Eserlerin çoğunu incelediğimizde diğer yayınevleri tarafından basılmadığını
Julien Gracq’ın, başyapıtı Sirte Kıyısı, hayali Orsenna senyörlüğünde soylu sınıfa mensup Aldo isimli gencin, senyörlüğün uzun yıllardır komşu devletle savaşta olduğuna inanılan bölgesindeki kaleye görevlendirilmeyi istemesiyle başlıyor. Tatar Çölü’ne benzeyen kitabın devamında pek fazla olay yok. Gracq, edebi açıdan son derece zengin bir metinle, eylem-eylemsizlik, şans, kader, tesadüfler bağlamlarında tarihi sorguluyor; tarih, bizim onu bugün değerlendirebildiğimiz faktörlere bağlı olarak mı gelişiyor gerçekten yoksa başka dinamikler mi söz konusu ya da tamamen su akıp yolunu mu buluyor, bunları irdeliyor. Bence salt tarihin irdelendiği bir metin değil fakat; siyasi ve felsefi açılardan da çok yönlü okumanın mümkün olduğu zengin bir alt metin var kitapta. 1951 Goncourt Ödülü almış eser ancak Julien Gracq ödülü kabul etmemiş. Okumanın pek kolay olmadığı, uzun cümlelerin biraz berrak zihin ve sabır istediği ama mutlaka okunması gereken kitaplardan Sirte Kıyısı. Beni de biraz yordu okurken ama hem edebi hem düşünsel açıdan çok zengin bir kitap hakikaten, bu nedenle okurken de bitirdiğimde de çok keyif aldım.
Sirte KıyısıJulien Gracq · Yapı Kredi Yayınları · 201263 okunma
~~~ Benim için sorun, bir sorunun yanıtını vermekti, ürkütücü bir sorunun, şimdiye kadar dünya da kimsenin son nefesine kadar yanıtsız bırakamadığı bir sorunun yanıtını vermekti."
"Hangi sorunun?"
Ölü olan kim, yaşayan kim?' sorusunun~~~
Garip bir şekilde atmosferi sürekli değişen bir kitap olan Sirte Kıyısı, komşu barbar
#juliengracq ‘ın asıl adı Louis Poirier. Tarih ve coğrafya öğretmenliği de yapmış ve yazar ile öğretmen işlerini ayırmak için takma ad almaya karar vermiş. 1910 doğumlu, 2. Dünya Savaşında esir düşmüş. Savaş ortamını, savaş sonrası gelişen refah devlet anlayışını yakından görmüş bir yazar. Başyapıtı Sirte Kıyısı’nın zeminini, mesleki bilgileri ve