713 okunma, 27 beğeni - Yann Martel kitapları, eserleri, Yann Martel kimdir, öz geçmişi, Yann Martel nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Yann Martel sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.
Hakkında
Pi'nin Yaşamı adlı romanıyla 2002 Man Booker Ödülü'nü kazanan Kanadalı yazardır.
Martel, 1963 yılında Salamanca Üniversitesi'nde okuyan Fransız-Kanadalı Nicole Perron ve Émile Martel'in çocuğu olarak İspanya'da dünyaya geldi. Babası İspanyol yazar Miguel de Unamuno üzerinde doktora yapmıştır. Aile, doğumundan kısa bir süre sonra Coimbra, Portekiz'e, ardından Madrid'e taşındı. Ailesi daha sonra Kanada dışişleri hizmetine katıldı. Yann Martel bu süre boyunca Ottawa, Ontario, San José, Kosta Rika, Paris, Fransa ve Madrid, İspanya'da büyüdü.
Martel lise son iki yılını Port Hope, Ontario'daki Trinity College School'da tamamladı ve lisans derecesini Peterborough, Ontario'daki Trent Üniversitesi'nde felsefe alanında tamamladı.
Martel bir yetişkin olarak tuhaf işlerde çalıştı; Ottawa'da otopark görevlisi, ağaçta bulaşık makinesi, Kuzey Ontario'daki dikim kampı ve Paris'teki Kanada büyükelçiliğinde güvenlik görevlisi gibi... Ayrıca Meksika, Güney Amerika, İran, Türkiye ve Hindistan'ı da dolaştı. Üniversitedeyken yazmaya başladı, kendi ifadesiyle "olgunlaşmamış ve korkunç" olan oyunlar ve kısa öyküler yazdı.
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
" Onu asla unutamadım. Onu özlüyor muyum? Evet. Onu özlüyorum. Hala rüyalarıma giriyor. Bunlar çoğunlukla kabus ama sevgiyle bezenmiş kabuslar... İnsan yüreği işte bu kadar garip bir şey. Beni nasıl öylesine apar topar bir şekilde veda bile etmeden, hatta arkasına bile bakmadan terk edip gittiğini anlamıyorum. Acısı yüreğimi parçalayan bir balta gibi içimde. "
Aylin Yengin'in Türkçeye çevirdiği roman, fabl türünde yazılan, inanca dair bir macerayı konu alıyor. Kitabın kahramanı Pi Patel, Hindistan'ın Pondicherry kentindeki hayvanat bahçesini idare eden bir ailenin 16 yaşındaki oğlu olarak öne çıkıyor. Doğru inancı yakalamak uğruna tüm dinleri incelemeye ve cemaatlerinin mensubu olmaya çalışan Pi, bu durumu ailesi ve dini liderler fark edene kadar sürdürüyor.
Yann Martel'e göre 'Pi'nin Öyküsü', okurun Tanrı'ya inanmasını sağlıyor; veya neden inanmadığını sorgulayabilmesine yol açıyor.
Filmin masalsı anlatımı, muhteşem görüntüleri, Bengal kaplanıyla okyanusun ortasında bir filikada hayat mücadelesi veren Pi‘nin hikayesindeki görsellikler çok etkileyiciydi.
Kitabı okurken ilk anlatılanlar bana biraz uzun gibi gelmişti, fazla detaya indirgeniyor diye sıkıcı bulmuştum ama ilk filmini izleyip sonra kitabı okuyan biri olarak kitapta detay görüp sonradan önemli bulduğum bu unsurların, filmde atlanildigini farkettim. Kitapta gerçekdışı ve alegorik anlatımının yanı sıra, kimi zaman duygusal öğelerden tamamen arındırılmış betimlemelere rastlıyoruz.
Özellikle Pi’nin kaplandan kopma anı beni çok etkiledi.
Ne bir ses nede bir nefes vardı o vedada..
Kitabı mı okudum yoksa okurken aynı zamanda beynim bunu şekillendirip renklendirip film mi izliyordum… Ben bu kitabı okudum diyemiyorum sanki aynı zamanda izledim ve çok heyecanlıydı renkler capcanlıydı yanlış anlamayın filmden bahsetmiyorum öyle anlatılmış ki beynim sanki bana oyun oynadı çok eğlenceli macera ve gerilim dolu bir kitaptı sonrasında filmini izledim fakat benim beynimin ürettiği film bence çok daha güzeldi kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum.
Kitabı ilk okumaya başladığımda beni çok etkilememişti. Daha sonra yeni bir hayat için çıktıkları yolculukta geminin alabora olmasıyla bütün kitabın seyrinin değiştiğini düşünüyorum. 1 yıla yakın bir zaman vahşi bir kaplanla aynı filikada kalıp onu evcillestirmeye çalışması ve başarılı olması çok ilginç.
Kitab beni oldukça şaşırttı ve etkiledi. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.