Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
" Onu asla unutamadım. Onu özlüyor muyum? Evet. Onu özlüyorum. Hala rüyalarıma giriyor. Bunlar çoğunlukla kabus ama sevgiyle bezenmiş kabuslar... İnsan yüreği işte bu kadar garip bir şey. Beni nasıl öylesine apar topar bir şekilde veda bile etmeden, hatta arkasına bile bakmadan terk edip gittiğini anlamıyorum. Acısı yüreğimi parçalayan bir balta gibi içimde. "
.
Sevdiklerimiz olmadan biz neyiz ?
Kaybı atlatabilecek miydi ? Tıraş olurken aynada gözlerinin içine baktığında boş odalar görür. Ve günlerini geçirme şekli, kendi hayatına musallat olan bir hayalettir.
...
📘
Kimin ne okuduğu, kitap okuyup okumadığı kendi bileceği iş. İnsanların ne yaptığı beni ilgilendirmiyor, nasıl yaşayacaklarını söylemek bana düşmez. Ama benim üzerimde söz hakkı olan insanlar söz konusu olunca durum farklı. Onların okumalarını istiyorum çünkü; sınırlı, vasat hayalleri bir gün benim kabuslarıma dönüşebilir..
Onu asla unutamadım. Onu özlüyor muyum yoksa? Evet. Onu özlüyorum. Hâlâ rüyalarıma giriyor. Bunlar çoğunlukla kâbus ama sevgiyle bezenmiş kâbuslar... İnsan yüreği işte bu kadar garip bir şey. Beni nasıl böylesine apar topar bir şekilde, veda bile etmeden, hatta arkasına bile bakmadan terk edip gittiğini anlamıyorum. Acısı, yüreğimi parçalayan bir balta gibi içimde...
Ölümün hayata çok yakından yapışmasının nedeni biyolojik zorunluluk değildir; kıskançlık. Hayat o kadar güzel ki, ölüm ona aşık oldu, kıskanç, iyelik dolu bir sevgi, elinden geleni alıyor.