Dünya çapında tanınan ve takdir gören İranlı yönetmen, senarist ve yapımcıdır.1970'ten bu yana sinema alanında çalışmakta olan Kiyarüstemi, kısa film ve belgeseller de dahil olmak üzere, 40'tan fazla filmde çalıştı. Özellikle Köker Üçlemesi, Kirazın Tadı ve Rüzgâr Bizi Sürükleyecek filmleriyle dikkat çekti ve eleştirel başarı kazandı.
Çoğunlukla senarist, kurgu sorumlusu, sanat yönetmeni ve yapımcı olarak tanınmakla birlikte, şair, fotoğrafçı, ressam, çizer ve grafik tasarımcı olarak da işler yaptı.
İran sinemasında 1960'ların sonlarında başlayan ve Füruğ Ferruhzad, Sohrab Şahit Sales, Behram Beyzayi ve Perviz Kimyavi gibi yönetmenlerin de dahil olduğu İran Yeni Dalgası akımı yönetmenlerindendir. Bu akım yönetmenlerinin belirgin ortak özelliklerinden bazıları, şiirsel diyaloglar ve politik ve felsefi konularla ilgili alegorik hikâye anlatma tarzıdır.
Çocuk kahramanlar kullanmak, belgesel tarzı hikâye anlatımı, kırsal bölgelerde geçen filmler, arabaların içinde geçen diyalogların yoğunluğu ve genelde sabit kamera kullanımı Kiyarüstemi'nin en belirgin özellikleridir. Diyaloglarda, film adlarında ve temalarında İran şiirinden de çokça yararlanır.
Yeşil
Sarıya döndü
Hava Soğudu
Ben
Ölümü düşünmeye başladım
Cemaat namazında
Cemaate uymayan
Bir namaz kılan
Görüldü
Ne kolay ele geçiriyoruz
Ne zor Bırakıyoruz!
Oblomov kitabını okuyarak bir Rus edebiyatı okuma ayı yapıyoruz! Kitap okuma grubuma katılmak isterseniz bana mesaj atabilirsiniz. 🤓
Uzun zamandır düşündüğüm bir konu olan sanal okuma grubumu 4 yıldır devam ettiriyorum. Şu an farklı meslek gruplarından pek çok okur arkadaşımız gruba üye olmuş durumda. Peki, bu
Her şey değişir, söz vermek bunu durduramaz. Kimse bir ağaçtan, bahar bitince çiçeklerini korumasını bekleyemez. Çünkü sonunda çiçekler meyveye dönüşür. Ve sonra, sonra ağaç meyvesini kaybeder. Ya sonra? Sonra yapraksız bir bahçe. Yapraksız bahçe mi? Farsça bir şiir. Yapraksız bir bahçe. Güzel olmadığını söylemeye kim cesaret edebilir?
"Abbas Kiyarüstemi filmlerini izlerken sanki derin bir felsefi yolculuğa çıkıyorum.."
Kirazın tadını aldıktan sonra onu yakın plana aldım büyük üstadın rüzgarına kapılıp ondan çok feyz aldım zeytin ağaçlarının gölgesinde dinlenip çok şiir yazdım ruhumu dinlendirdim velhasıl efendime söyleyeyim bu adamın müptelası olup çıktım ortaya her filmi üzerinde düşünülmeye kafa yormaya çok müsait filmler yapmış gerçekten filmlerinin konusunu seçerken nasıl karar verdiğini oluşum süreçlerini açıkçası kitapta bulamadım kitabın konusuna gelirsek filozof Jean Luc Nancy; Kiyarüsteminin sinemaya hayata ve düşünce dünyasına dair çok iyi ipuçları veriyor ama dik ve taşlı yollardan geçerek bunu anlatmaya çalışıyor yer yer ulusalcılık, sosyal,etnik ve diğer konuları kitaba dahil edip kitabın tadını bozsada genel olarak kitabı çok beğendim bütün filmlerini izleyip bu kitabı okumanızı tavsiye ederim keyifli okumalar.
sevgili şairin filmlerini büyük hayranlıkla izledim, izliyorum ama şiirlerinden aldığım keyif, okurken hissettiklerim.. tekrar tekrar okuma arzusu, anlatabileceğim gibi değil. okuduklarım hakkında yazmaya çalışırken, haddimi aşmış gibi hissediyorum, anlıyorsunuz değil mi ?
"yalnızlığımın çorak toprağında
bitmiştir
binlerce tek ağaç"
sadece bu alıntı, okuduğum ilk andan itibaren, kafamın içinde binlerce görüntü oluşturdu, gözlerimden yaşlar akıttı.. dizime derman gibi ama yarama da tuz gibi. kitabı bir parçam gibi hissediyorum elim kolum hızla atan kalbim, her şey o kadar benim ki, sanki önceki hayatımda ben yazmışım gibi.
yalnızız, daha iyi anlatılabilir mi ?
Pusuda Bir KurtAbbas Kiyarüstemi · Simurg Art Yayınları · 202047 okunma
Abbas Kiyarüstemi sineması ilgi ve sevgisi Albert Einstein’ın ait olduğu bilinen “Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.” sözünü hatırlatır bana. İran sinemasıyla ilgili önyargım bu şiir gibi filmle ortadan kalkmıştı.
Sir Ken Robinson bir