Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Albert Camus

Albert CamusYabancı yazarı
Yazar
8.2/10
38,7bin Kişi
179bin
Okunma
13,3bin
Beğeni
259bin
Görüntülenme

En Eski Albert Camus Sözleri ve Alıntıları

En Eski Albert Camus sözleri ve alıntılarını, en eski Albert Camus kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Seyahat etmek, insanın benliğindeki iç dekoru yıkar.
"Bugün annem öldü veya dün, tam hatırlamıyorum."
Reklam
Yarını beklemeyen için heyecanlanmanın ne anlamı olabilir. .?
"...Parmaklığın ardında, yargıçların önünde de yalnızsınızdır; karar verirken de; kendi kendinize karşı, ya da başkaları sizi yargılarken de yalnız." " Her özgürlüğün ucunda bir YARGI vadır; işte bu yüzden özgürlüğün yükü çekilmez, çok ağırdır..."
Anacığım sık sık, “İnsan hiçbir zaman bütün bütün mutsuz olamaz,” der dururdu. Gökyüzü elvan elvan renklerle boyanıp da, yeni bir gün ışığı hücreme sızı verince ona hak veriyordum.
Baskına uğramayı hiçbir zaman sevmemişimdir. Başıma bir şey gelecekse, gözümün önünde gelmesini tercih ederim.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
"Başkaldırı birlik ister, tarihsel devrim ise tümlük. Birincisi bir 'evet'e dayanan 'hayır'dan yola çıkar, ikincisi salt yoksamadan yola çıkarak çağların sonuna atılmış bir 'evet'i yaratabilmek için bütün kölelikleri bağrına basar. Biri yaratıcıdır, öteki yoksayıcı. Birincisi gittikçe daha çok varolmak için yaratmaya adanmıştır, ikincisi gittikçe daha iyi yoksamak için üretmek zorundadır".
"...dul, yetim hakkkı için neden bilmem böyle derler. Oysa ne malın gözü dullar, ne canavar yetimler vardır.Bununla birlikte, bir sanıkta bir parçacık kurbanlık kokusu sezmem, kolları sıvamama yeterdi. Hem de nasıl! Fırtına gibi! Yüreğim Cübbemde Atardı..."
“Bir savaş patladığında insanlar ‘Uzun sürmez bu, çok aptalca! ’ derler. Ve kuşkusuz bir savaş çok aptalcadır, ancak bu onun uzun sürmesini engellemez. Budalalık hep direnir, insan hep kendisini düşünmese bunun farkına varabilirdi. Bu açıdan burada oturanlar da herkes gibiydi, kendilerini düşünüyorlardı; bir başka deyişle hümanisttiler; felaketlere inanmıyorlardı. Felaket insana yakışmaz, onun için felaket gerçekdışıdır, geçip gidecek kötü bir rüyadır, denir. Ancak her zaman da geçip gitmez, kötü rüyalar arasında insanlar geçip gider ve önlemlerini almadığından başka hümanistler gider. Yurttaşlarımız da başkalarından daha az ya da çok suçlu değildi; alçak gönüllü olmayı unutuyorlardı, hepsi bu ve kendileri için hâlâ her şeyin olanaklı olduğuna inanıyorlardı; bu durum da felaketlerin olanaksızlığını varsayıyordu. İşlerini yapmayı sürdürüyorlardı, yolculuklar ayarlıyorlardı ve düşünceleri vardı. Geleceği, yolculukları ve tartışmaları ortadan kaldıran vebayı nasıl düşüneceklerdi ki? Kendilerini özgür sanıyorlardı, oysa felaketler oldukça kimse asla özgür olmayacak.”
“Bir kenti tanımanın en bildik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığına, orada birbirlerini sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır. ”
Reklam
Doğruluk duygusu, haklı olmanın verdiği doyum, kedini değerlendirmenin sevinci, bayım, bizi ayakta tutan ya da ilerleten güçlü zembereklerdir. Tersine, insanları bundan yoksun ederseniz, onları ağzı köpüren köpeklere çevirirsiniz. Nice suçlar işlenmiştir, yalnızca bunları işleyenler kusurlu olmaya dayanamadıkları için!
Asıl önemli olan bir kaçma imkanı, değişmez ve şaşmaz bir gidişatın dışına atlayış, umudun bütün şanslarını taşıyan delice bir koşuştu. Tabii umut, koşup giderken bir sokağın köşesinde, daha kurşun havadayken vurulup ölmekti. Fakat iyi düşünülürse, hiçbir şey bana bu kadar talihli olabileceğimi umdurmuyor, aksine her şey bunu engelliyor, mekanizma beni sımsıkı kavrıyordu.
Hiç bir zaman söyleyecek fazla sözüm yoktur, onun için susarım.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.