Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Andrés Neuman

Andrés NeumanKırılma yazarı
Yazar
8.9/10
7 Kişi
214
Okunma
18
Beğeni
2.531
Görüntülenme

Andrés Neuman Gönderileri

Andrés Neuman kitaplarını, Andrés Neuman sözleri ve alıntılarını, Andrés Neuman yazarlarını, Andrés Neuman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Katledilenlerin ve iskenceye uğrayanların çektikleri dolaysız acı var. Bir de onların yakınlarının çektikleri yarı imgesel acı. Hem çekilen, hem de çekilmeyen. Bu konuyu konuşurken, birinci tekil şahsa pek değinmezdi Yoshie. Başlarına gelenleri anlatamayacak olan kardeşleri, annesi ve babasından söz ederdi hep. Sanki onun için, konuşmak, ölüleri konuşturmakmış gibi. Bir de, biz diğerleri var elbette. Acı çekmeden hayatta kalanlar, sözüm ona yaşamaya devam edebilenler. İnsana bu da acı verebilir. Ölmemiş olmanın, işkence görmemiş olmanın ne anlama geldiğini hiçbir zaman çok iyi değerlendiremedim. Bizim de başımıza gelebilirdi dediğimiz şeylerin travması nelere yol açar? Görünmeyen ikincil etkiler vardır sanırım. Parçalanmış bir beden, radyoaktif maddelerin sakatladığı bir organ, sırtta bir yara izi olmayan şeyler. Yaptığımız her şeye, her susuşumuza sinmis olan.”
“Ülkeler arası savaş, yapılan her şeye meşrutiyet kazandırır mı? Diyelim ki, o zamanlar bir Yahudi devleti vardı, antisemitist güce karşı savaştı. Toplama kampları bize daha az affedilmez mi gelecekti o zaman? Üzerinde en çok çatıştığımız konuyu, Filistin’i ele alalım. O topraklarda çocukların ve sivillerin öldürülmesinin, Filistin devletinin tanınmasından önce de kınanması gerekmez miydi?”
Reklam
448 syf.
·
Puan vermedi
Yaşın ilerleyince, gördüğün her yer önem kazanıyor. Gördüğün yerle vedalaşmakta olduğun duygusuna kapılıyorsun. Bir sevinç katmanı, bir de hüzün. İkisi üst üste. Kırılma Andrés Neuman Hirosima ve Nagazaki'inin yarattığı travmalar icinde geçen bir ömür ve dört kadin. Kırılma, iste bu travmaların üzerinden dünyada yaşanan felaketlerin ,
Kırılma
KırılmaAndrés Neuman · Üç Nokta Yayınları · 2022205 okunma
Bir devlet kahramalığın reklamını yapıyorsa, hiçbir yurttaşı tehlikeden uzak değildir.
448 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
DÜNYA HAFIZASININ KIRILMA ANLARI
Her insanın yaşamında kırılma anları vardır. Bir saniye öncesi ile sonrası arasında hayatınızın, düşüncelerinizin ve duygularınızın yönü değişir. Değişim için kimi zaman uzun bir süre gerekir kimi zaman da bir ‘an’ yaşamımızdaki köklü değişimi nur topu bir sürpriz gibi kucağımıza bırakılıverir. Bu edilgen bir eylemdir, işi yapan özne belli
Kırılma
KırılmaAndrés Neuman · Üç Nokta Yayınları · 2022205 okunma
Reklam
Valiz Sanatı
Neyin içine alınacağından çok, neyin dışarıda bırakılacağıyla ilgilidir. Ne denli seçici davranırsak,o denli bize benzer. Sahiplenilen değil, feragat edilen şeylerin toplamıdır o.
Sayfa 427 - Üç Nokta YayınlarıKitabı okudu
ARJANTİN'İN EKONOMİSİ SİZE BİR ŞEY HATIRLATTI MI?
Arjantinlilerin, dolar, Fransız frangı ve hatta yen kurunu biliyor olmaları, Yoshie'ye çok ilginç geliyordu. Paraları zihnimizde rahatlıkla birbirine çevirmemize, faiz oranlarını izlememize, boyuna paradan söz edişimize şaşırıyordu, Gençler bile, devalüasyonu dikkate alarak, tasarruflarını dolara yatırıyorlardı. Ekonomi bilgisinin böylesine yaygın olmasını hayranlıkla karşılıyordu. Bu şaşkınlığı kısa sürdü. İlk ekonomik kriz olduğunda, daha önce anlayamadığı her şeyi apaçık kavradı. Burada sürekli paradan konuşuyorduk, çünkü paramız yoktu. Olduğunda, hemen çalıyorlardı. Bir seferinde, şimdi ifade edemeyeceğim bir yığın ayrıntılı bilgi vererek, alacaklılarımızın, demokrasiyi desteklediklerinden dem vurmakla birlikte, diktatörlüğün yarattığı devasa borcun geri ödenme koşullarını iyileştirmeye bir türlü yanaşmadıklarını anlattı bana. Ansızın bizim işlevimizi kavradım. Her cuntayla işi pişirip sözleşmeye bağlıyor, demokrasiyi kontrol etme bahanesiyle bir sonraki hükümete satış yapıyorlardı. Tam o noktada, faiz oranları yeniden yükselmeye başladı. Ülkenin borçlarını ödemesini sağlamak, borçların ödenemez olmasını sağlama almaktan çok daha az önemliydi. Her şey yeniden altüst olmaya başlayınca, şubesinin geleceği konusunda endişeye kapıldı Yoshie. Yeni kurulan bir işin, böylesi bir çöküntüyü kaldıramayacağını söylüyordu. Bir para biriminin o denli büyük bir değer kaybına uğramış olmasına inanamıyordu. Yenin başınaysa, bunun tam tersi geliyormuş. Fazla değer kazanması, Japonya'nın dış ticaretteki rekabetçiliğini azaltıyormuş.
Sayfa 303Kitabı okudu
YATIŞTIRICI HİKAYELER
Savaşı kimin kazandığının ötesinde, Japonya'daki olayla ilgili başka bir bağlantı daha var bana göre. Ölümün üretkenliği. Gaz odaları ve atom bombaları. Onlara ne ad vermeliyim? Cinayet endüstrisi ürünleri. Katıksız ölümcül etkinlik. Yalnızca endüstriyel bir güç üretebilir onları. Diğer ülkeler, olsa olsa taklit etmeye çalışırlar. Sözgelimi biz, burada, Nazi modeli olarak hiç de fena bir iş çıkarmadık. Bu iki kitlesel imha, neredeyse aynı dönemde gerçekleşmiş olmalarına rağmen, farklı dönemlerdeymiş izlenimi uyandırıyor bende. Gaz odaları operasyonu, gizlice yürütülmeye çalışıldı. Kimseye göstermek gibi bir niyetleri yoktu. Ama atom bombaları, bütün dünya görsün diye atıldı. Toplama kamplarında ve buradaki gizli merkezlerde, iğrenç bir biçimde ortadaydı saldırgan. Ama Hiroşima ve Nagazaki'de, görünmezdi. İsyan edilecek ya da teslim olunacak birileri yoktu ortada. Herkese karşı, hiç kimse olmadan yapılan bir şeydi. Daha kötü olduğunu söylemek istemiyorum. Onun geleceğimiz olduğunu söylüyorum. Daha sonra, yatıştırıcı hikâyeler imal edilir. holokost, insanlık dışıydı. Bomba, bir hataydı (Hiroşima'daki bir anıtın, onu böyle adlandırdığını söyledi bana Yoshie: tekrarlanmaması gereken bir hata). Gözaltında kaybolanlarsa, bir kâbus, şeytani bir şey. Sanki arkasında sistematik bir mantık, belli bir plan doğrultusunda iş gören, yaptığının bilincinde olan binlerce çalışanıyla koskoca bir bürokrasi yokmuş gibi, yatıştırıcı hikâyeler, çocuklar uyuyabilsinler diye imal ediliyor. Daha doğrusu, ebeveynleri uyuyabilsinler diye.
Sayfa 289Kitabı okudu
ÜLKELER ARASI SAVAŞ YAPILAN HERŞEYE MEŞRUTİYET KAZANDIRIR MI?
Bunun kamusal huzuru bozabileceğini söylüyorlardı, Vahşetin ortalığa saçtığı o müthiş huzuru. Ama bu kepazelik, yalnızca Japonya ve Amerika ile bağlantılı olarak tezgâhlanmadı. Bütün dünya, iyilerin kazandığına inanma ihtiyacı duyuyordu. Bilgi edinilebilir hale gelmeden önce, resmi görüntüleri olmayan birer hortlak gibiydi Hiroşima ve Nagazaki.
Sayfa 288Kitabı okudu
Reklam
KAYDEDİLMEYEN DERDİN TEDAVİSİ OLMAZ
Yaşımız ilerledikçe hafızamız daha uzaktaki şeylerin işgaline uğradığına göre, eski hayaletler yeniden peydahlanacak demektir. Öyleyse delirme ya da unutuş, doğal tepkiler olsa gerektir. Sizce de öyle değil mi? Hayatım hakkında hatırladığım her şeyi anlatmaya çalışmamın nedeni budur belki de. Bunları bilmediği için oğluma, unutmaya başladığım için kendime anlatıyorum. Ama hafızanın yaratıcı işlevler gördüğünü düşünmek hoşuma gidiyor. Yalmzca hatırlayamadığını ya da tam olarak kavrayamadığını uydurduğu için değil. Bana göre, iyi bir hafiza kendi kendine şunu sormalıdır: Bana yapılanla ne yapabilirim? Anılarım beni neye dönüştürüyor? Beni nasıl yeniden üretiyor? Sanırım sürgünde öğrendim bunu. Ve burada, Yoshie ile. Etrafınızda her zaman size biraz olsun unutmanızı tavsiye eden insanlar olur. Bazı şeyleri hatırlamamanın daha iyi olduğunu söyleyen. Ne var ki, tavsiye edilen şey, sizi çözümsüzlüğe sürükler. Çünkü ifade edilmeyen bir travmanın üstesinden gelinemez. Tam anlamıyla yatışması sağlanamaz. Not etmediğiniz, sizi uyumaktan ya da başka bir şey düşünmekten alıkoyan fikirler gibi. Nur içinde yatsın, şöyle derdi terapistim: Kaydedilmeyen derdin tedavisi olmaz. Alanında isim yapmış biriydi. Bir seferinde, bu ilkeyi soykırıma nasıl uygulayabileceğimizi sordum ona. Ona göre, ilk kuşak için ifade edilemeyen bir şeydi soykırım. Ortada sözcükler yoktu. İkincisi kuşak için adı anılamaz bir şeydi. Uygunsuzdu. Üçüncü kuşak içinse, düşünülemez bir şeydi. Yaşanmış olması ya da bir daha düşünülemez bir şeydi. Yaşanmış olması ya da bir daha yaşanması mümkün olmayan şey. Bu safhaların hangisindeyiz biz?
Sayfa 248Kitabı okudu
İnsanın gördüğü şeye güvenemediği noktada, bütün bir dünya serabın eşiğinde demektir.
Sayfa 339 - Üç Nokta YayınlarıKitabı okudu
Böyledir bunlar. Çıkarları özelleştirir, sorunları kolektifleştirirler.
Sayfa 338 - Üç Nokta YayınlarıKitabı okudu
Özgür olan insan yoktur. Ama bazı insanlar, diğerlerine göre biraz daha özgür..
Sayfa 331 - Üç Nokta YayınlarıKitabı okudu
Doğayı yücelten dinlerin terbiye ettiği bir ülkenin, üstelik yaşanan onca şeyden sonra, nasıl olup da nükleer enerjiye bu kadar yatırım yapabildiğini anlamakta zorlanıyordum.
Sayfa 281 - Üç Nokta YayınlarıKitabı okudu
821 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.