1973 Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. 1995 yılından itibaren; Özel Zafer Dershanesi, Özel Hatay Doğuş Koleji, Özel Eğitim Bilimleri Dershanesi, Özel İstek Uluğbey Lisesi, Özel Alev Lisesi, Özel Feyziye Mektepleri Vakfı ‘ında yönetici ve öğretmen olarak çalıştı.
Özel kurumlarda çalıştığı yıllarda “Dikkat Vücudunuz Konuşuyor” , “Eğiticinin Eğitimi” , “Avucunuzdaki Kelebek”, “Etkili İletişim”, “Etkili Sunum Teknikleri” ve “Bir Öğretim Aracı Olarak Drama” “Zaman ve Stres Yönetimi” “Öfke Yönetimi” gibi profesyonel eğitimler aldı.
2009 yılından bu yana bir devlet okulunda öğretmenlik ve yöneticilik yapıyor. Kurumsal ve genel katılıma açık olarak hazırladığı “Susarken Söylediklerimiz Konuşurken Sakladıklarımız” “Sessiz Güç” “Öğretmenler İçin Beden Dili” “Satışta Beden Dili”, “Duygusal Saklambaç” ve “Hepimiz Pinokyo’yuz” “Kıvılcım Anı” “Kişiler Arası İletişim Yönetimi” “Yalan Tespiti” adlı eğitimleri veriyor.
Farklı eğitim ve danışmanlık kurumlarında eğitmen olarak çalışmanın yanında Elma Yayınevi’nde gönüllü olarak çocuk kitapları danışmanlığı yapmaktadır. Ayrıca Kick Boks dalında kara kuşak sahibi ve İnci İhtisas Kulübü’nde yönetim kurulu üyesidir.
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler Ana Bilim Dalı Kişiler Arası İletişim alanında yüksek lisansını yapmıştır.
2004 yılında ABC yayınlarından LGS’ye Hazırlık kitabı, 2009 yılında Talim ve Terbiye Kurulu’nun kararıyla 2010-2011 eğitim öğretim yılından geçerli olmak üzere 5 yıl süreyle ders kitabı olarak kabul edilen 10. Sınıflar için Dil ve Anlatım ders kitabı var.
Verdiği eğitimlerle ilgili olarak Elma Yayınevi tarafından 2011 yılında yayımlanan ve 5. baskıya ulaşan “Öğretmenler İçin Beden Dili” kitabı mevcuttur. 2013’te “Ayna Ayna Söyle Bana” ve 2016 yılında “Maskeleri Düşürmek” adlı kitapları yayımlanmıştır.
sınıfın kapısını açmakla, fethedilen bir kalenin kapısını açmak arasında pek fark yoktur. Çünkü sınıfın içinde de fethetmemiz gereken onlarca gönül kalesi vardır.
"Gerçeği bir ketçap gibi etrafa saçamazsınız. Zaten insanlar da bu denli gerçeği duymak istemiyor. Sizden 'iyiyim' garantisini alıp hayatına devam etmek istiyor "
Kitabı bir ders için okumamız istendi. Başta zorunlu olduğu için okumak içimden gelmedi tâ ki kitabın önsözünü okuyana kadar… Kitap ilk cümlesi ile okuyanı kendi içine çekmeyi başarıyor. Çok akıcı bir dili var bı yüzden anlaşılması gayet kolay bir kitap. Her öğretmen adayının gönül rahatlığı ile okuyabileceği bir kitap çünkü hem davrandığımız beden dilini hemde biz öğretmen olunca öğrencinin beden dilini çok güzel yorumlanmış. Şöyle bir cümle geçiyordu sınıfa bilgimizi tecrübemizi ve bedenimizi götürürüz. ilk ikisi kolay fark edilmez, üçüncüsü her zaman ortadadır. Kitap akıllı tahtadan, projeksiyondan vb daha çok işlevsel olan bedenimizi doğru kullanmanın olası hataları fark etmenin ve etrafımızdakilerin bedenlerinden dökülen mesajları anlamanın yollarını gösteriyor.Uzun, pratik yanı eksik, kitaplara hapsolmuş teorilerden çok; canlı, ortada ve anlamlı olana bakmamızı hedefliyor .
Eğitim fakültesinden mezun olup ilk kez öğrencilerimle karşılaştığımda fakültede öğrenilen bir çok şeyin pratiğe dönüşememesinin şaşkınlığını yaşamıştım. O kadar yıl bilgileri
en iyi şekilde öğrenip mükemmel bir öğretmen olacağını düşünürken sınıf içerinde yaşadığın deneyimler bilgiyi pratiğe dökmenin o kadar da kolay olmadığını çarpıcı bir şekilde sunmuştu.
Kitapta da bunlara yer verirken aynı zamanda sınıftaki halimi sorgulamamı sağladı. Beden dilinin insanlar üzerindeki etkilerini az çok tahmin ediyordum. Fakat bu kadar küçük ayrıntıların bile karşı tarafa verdiği net mesajların oluşu Farklı bakış aşısı kazandırdı.
2013 yılında mesleğime başladım. Psikolojik danışman olarak hiç bilmediğim bir kültürün hiç bilmediğim renklerin içinde buldum kendimi. Sudan çıkmış balık gibiydim. Zaten çok kilo alamayan biriydim ama anne babam üçüncü ayımda ziyarete geldiklerinde 35 kiloya düşmüştüm. Uyum problemlerimle şöyle böyle nisan ayına geldik. 23 Nisanda özendim,dolabımdaki en güzel kıyafetleri giyip, üstüne üstlük makyaj yapmıştım. Rimel ve ruj. Hiç makyaj yapmayan biri için çok makyaj demek. Öğrencilerimden o zamana kadar görmediğim ilgiyi,iltifatları aldım o gün. Dobra bir öğrencimde 'iyi misiniz hocam, sevgiliniz falan mı var yoksa ' demişti. İşte o zaman üniversitedeki bir hocamın sözünü hatırladım, 'Öğrencilerinize ilk gün giyim kuşam nasıl görünüyorsanız devamını da getirin'. O zaman anlamamış ama ilk yankısını ogün almıştım.Ortaokul fen bilgisi öğretmenimi ders içi dışı etkinlikleri, eve yürüyüşlerimiz , üstünden hiç düşmeyen renk renk pançosuyla hatırlarım. Ya da lisedeki Türkçe öğretmenimizin kalp pilinden gelen küçük tiktaklarını ve istisnasız siz diye hitap edişini. Kendimde çok yol katedemedim. Bu yıl idaremiz öğretmen kütüphanesi oluşturup sayısız eser aldı içine ve bu kitabı gördüğüm gibi aldım. Dili, detayları, samimiyeti ve tarafsızlığıyla şahane bir eser. Kendime de edineceğim. Tek eleştirim güncellenmeye ihtiyacının olması. Hocamızın kalemine sağlık.