Emre Timur Kuklacı'dan dokuz yıl ve dokuz kitap önce Palyaçonun Listesi'nde şunu söylemişti:
"Yazılan kitap kesilen ağaca değmeli. Yazdığının bin katını okumamışı okumayın. Huzurunuzu kaçırmayan kitabı çöpe atın. Popo pışpışlayan kitap, zaman ve ağaç israfıdır!"
Aradan geçen onca zamanda şiirler, romanlar, denemeler yazıldı ama mesele hiç değişmedi; Cioran'ın tabiriyle "Doğmuş olmanın sakıncası!"
Emre Timur bu sefer o meşum boğuntuyu, yabancılaşmayı karanlık şehirlerde değil de apokaliptik bir dünyada ama yine sıradan bir adamda, bir kuklacıda arıyor.
"sanma ki sev istiyorum
bir yudum gül istiyorum
yüzünü ezberlemeye çalıştığımı anlamayacağın kadar uzakta
seni sevdiğimi de sezecek kadar yakında ol istiyorum
kanıksa, hoşnut kal, kına, yaşa, öl istersen
bir fiil ancak sen yaptığın için güzel
ama sanma ki senden bir şey bekliyorum
ben seni yağmurun toprağı sevdiği gibi severken
su gibi yani
sanma ki sev istiyorum
bir yudum gül istiyorum..."
Emre Timur ile Konya Kitap Günlerinde ilk defa tanışmıştım. ( 2 saat bize verdiği ayraçlarını otoparktaki arabaların sileceklerine takıp, okurları onun standına yönlendirmem karşılığında bana hediye olarak bir kitabını bile vermediği için kendisine aşırı gıcık olmuştum :D ) İlk defa bir eserini okumuş bulundum bugün. (ÖTEKİLER) Ve dedim ki böylesine uyuz(!) birinden böyle bir kitap nasıl çıkabilir?! Şahane. Sanki benim yıllardır çığlık çığlığa bağırıp sesimi kimseye duyuramadığım herşeyi bir kitaba dökmüş, "bak tüm dünyaya hoparlörü açıp nasıl dinletiyorum şimdi" demiş gibiydi. Tüm sayfasını alıntılamak istediğim başucu kitaplarımdan biri oldu adeta. Karakterimiz olan Adem beyin, tıpkı başta bir fahişe olarak görüp içinde ötekileştirmekten utandığı Matmazel, en ucuz diye gittiği tabiri caizse deli doktoru Memduh bey'i hiç sevmeyişi ama aslında en çok onun hayatını şekillendirmesi olayını tıpkı bize benzettim. Emre Timur'un bana kitap fuarında yaptığının aynısıydı. :D Taa ki eserini okuyana kadar! 💗 Kaleminize sağlık. Çok farklı açılardan bakmamı sağladınız olaylara, en çokta "sisteme" karşı. Yeme de yanında yat denir muhteşem yemeklere. Bende şöyle diyeyim bu eser için son cümlemde "Okuma da yanında yat" arkadaşım. Keyifli okurlar!