Frances Stonor Saunders 1966 yılında doğdu. Oxford, St Anne’s Koleji, İngilizce Bölümü'nden birincilikle 1987’de mezun oldu. Roma’da iki sene geçirdikten sonra, İngiltere’ye döndü. Channel 4 ve BBC için çalışan bağımsız film şirketlerine sanat belgeselleri yapımcılığından önce çeşitli görevlerde çalıştı. 1993’te, New York School’a uluslararası arenada başarı kazanması için CİA’nın destek sağladığını öne süren bir makale okudu ve bir yıl bu hikâyeyi araştırdı. Bu hikâyeden, Channel 4’te gösterilen "Hidden Hands: A Different History of Modernism" adında bir program çıktı. Bu program da ilk kitabı "Parayı Verdi Düdüğü Çaldı"ya kaynak oldu. Üç yıllık bir çalışmanını sonucunda elde edilmiş bir yığın arşiv malzemesinin oluşturduğu kitap ona 2000 yılı Gladstone Tarih Ödülü'nü kazandırdı. Frances Stonor Saunders halen "New Statesman" dergisinde sanat editörü olarak çalışmaktadır.
daha basit söylersek; siyaset seçenek demektir, seçenekler de her zaman öyle bol değildir; bazen satranç tahtasında hiçbir taşı sürecek yer bulamasınız.
CIA'nın kuruluşuyla birlikte Amerikan politikalarının geleneksel paradigmalarında büyük bir düzeltme yapıldı. Teşkilatın kuruluşuna olanak hazırlayan koşullar "gerekli yalan" ve "kabul edilebilir inkar" kavramlarının barış zamanına özgü meşru stratejiler olarak kurumsallaşmasına yol açtı ve uzun vadede gerek ülke içinde gerek dışında, hiç kimseye hesap verme sorumluluğu duymadan, yetkisini kötüye kullanma gücüne sahip, görünmez bir yönetim katmanı oluştu.
Burnham and Hook both turned their fire on those who used moral equivalence to question America’s condemnation of the Soviet Union: ‘Sartre and Merleau-Ponty, who refused to attend the Congress even to defend their point of view there, were quite aware of French and American injustices to Negroes when they supported the Resistance to Hitler,’ clamoured Hook. ‘But they can see no justice in the western defense against Communist aggression because the Negroes have not yet won equality of treatment.’ This equality was not far off, according to George Schuyler, who circulated a report to delegates, complete with statistics, demonstrating that the situation of blacks in America never stopped improving, and this was thanks to the capitalist system’s constant ability to adapt to change. The black journalist Max Yergan endorsed Schuyler’s report with a history lesson in the advancement of African-Americans since the Roosevelt era.
Sanatçılar yaşadıkları zamanın siyasetiyle ilişkilerinden do
layı sorumlu tutulacaksa nasıl tutulacaklar sorusu böyle bir Nazi
ayıklama programıyla yanıtlanamazdı. josselson ile Nabokov
böyle gelişigüzel bir programın sınırlarının çok iyi farkındaydı
lar, farkında oldukları için de işlemler sırasında bazı atlamalar
yapmaları insanca,
Marshall Planı'nın yönetici yardımcısı Richard Bissell bu
görüşü destekliyordu: "Kore Savaşı başlamadan önce bile Mar
shall Planı'nın asla hepten bir fedakarlık planı olmadığı çok iyi
anlaşılmıştı. Umulan şuydu: NATO ittifakının birer üyesi olarak
Batı Avrupa ülkelerinin ekonomilerini güçlendirmek, onların de
ğerini de arttıracaktır, onlar da sonuçta Soğuk Savaş mücadelele
rini destekleyecek şekilde savunma sorumluluklarını üstlenecek
lerdir ... "43 Bu ülkelerin "Soğuk Savaş çabalarına destek" anlamın
da başka sorumluluklar da üstlenmeleri gizliden gizliye bekleni
yordu, bu amaçla da Marshall Planı'nın paraları Batı'da kültürel
mücadeleye aktı.
ABD nin çıkarları uğruna neler yaptığını görüyorsunuz ve bilim sanata inancınız giderek azalıyor propaganda amaçlı yalan yanlış her türlü manipülasyon yapılıyor yazarlar sanatçılar satın alınıp kendi istekleri doğrultusunda yayınlar yapılması isteniyor George Orwell 1984 ü onların yanıltıcı propagansında kullanılıyor