Bazen bilinçdışını ülkelerin çok iyi çalışan istihbarat örgütlerine benzetirim. Bizi hiçbir şey atlamadan sürekli izler ve her şeyi tek tek kayda geçer. Bu kayıtları kurşun kalemle değil, sabit kalemle yapar. Ondan sonra artık onları oradan kimse silemez. Üstelik oraya kaydettiği şeyleri bize de göstermez. Bir yandan göstermezken bir yandan da bundan sonra yaşayacağımız her şeye o yazılanların kokusu siner.
O zamanlar intihar etmeyi çok düşündüm, biliyor musunuz? Etmediysem o kadar cesur olmadığım için etmedim. Onu yapabilmek için insanda biraz cesaret olması gerekiyormuş.
“Ülkemize çocuk olmaz zor, genç kız olmak zor, yalnız kadın olmak zor, anne olmak zor, doğurmamış kadın olmak zor, çalışmayan kadın olmak zor… Kısacası kadınlığın her hali zor.”
Aslında aşkların çoğu kaynağını işte bundan alır. Sevilmeyi sever insanlar. Böylece kendi seçtiklerine değil, onları sevme cesaretini gösterene aşık olurlar..
bazen filmlerde çok olur, 10 dakika önce nefret ettiğiniz karaktere 10 dakika sonra ulan buna da yazık arkadaş aslında ne iyi insanmış falan dersiniz. bu kitapta da az önce kızdığınıza az sonra üzülecek, bu kadar da yapmaz dediğinize az sonra e daha neler yapacak acaba diyecek, akla hayale gelmeyecek tesadüflerle şaşıracaksınız. Akıcıydı
Kral KaybederseGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201516,8bin okunma