1965 Kurtalan doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Kurtalan'da tamamladı.1987'de A.Ü. DTCF Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Ortaokul yıllarında şiirle başladı edebiyat serüveni. 1999'da yayımlanan ilk şiir kitabı “Sözlerin Yalazı”nda 90'lı yılların ateşten izlerini taşıdı. 2003'te Aram Yayınları arasından çıkan ikinci şiir kitabı “Alışkın Hüzünler” ateş ve külden ibaret olmakla birlikte ilk şiir kitabına göre daha dingin daha imgesel, estetik buluşların daha fazla öne çıktığı özgün bir yapıt olarak İlhami Sidar Kitaplığı’ndaki yerini aldı. 2002'de Aram Yayınları tarafından yayınlanan “Bedirhan / Bir Cudi Söylencesi” adlı romanı binlerce okur tarafından beğeniyle okunan, en popüler romanı olarak tanındı. Böylece romancılığa ilk adımını atan Sidar, ardından “Melekler de Ölür”, “Dağlı” ve son olarak da Jan Yayınları arasından çıkan “Yol” ile çıktı okurlarının karşısına. En büyük özleminin Kürtçe yazmak olduğunu her fırsatta dile getiren yazar, halen Diyarbakır'da Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yapmaktadır.
Bu cinnetli muskayı
Kim taktı omzuma
Kim geçirdi bu yaftayı boynuma
Usandım davetsiz konuklardan
Üşüyorum
Her satır başı
Cehennem gibi dökülüyor dudaklarımdan
İlhami Sidar / Bizi Tüketen Ateş
Acı ve korkuyla geçen hayatlar, umut ve sevgiyle yeşeren hayaller. Sizi içine çeken, okudukça boğazınızın düğümlenmesine sebep olan bir kitap #BiziTüketenAteş. Yakın tarihi içeren bir savaşta dört farklı kişinin yollarının kesişmesi ve yaşadıkları anlatılıyor.
Karakterlerden biri olan Rıza’nın gerçek hayatta bir
Bu savaş o kadar anlamsız ki, neye inanacağımı şaşırdım, düşman bir ırkın çocuklarına karşı savaşıyoruz sanki. Oysa birbirine kurşun sıkan kardeşler var çatışmalarda, aynı kandan iki kardeş birbirine kurşun sıkıyor, kurgu değil gerçek bu.
Kısa bir alıntı ile başlamak istedim kitap hakkındaki söyleteceklerime. Aslında bu alıntı pek çok nasıl da anlatıyor. Terör ki kanayan yaramız yıllardır. Dağlarda saklananlar ve dağları delik deşik edenler Türkiye'nin en büyük sorunu. Konu olarak terörü işleyen, kurgusal olmasına rağmen etkileyici bir roman. Asker Cemil'in dağlarda verdiği mücadele ve sevdiği kadın Nilüfer'in travmasını okumak çok etkileyici. Zor bir konu olmasına rağmen derin ve insani bir eser. Doğa betimlemeleri ortam tahlilleri etkileyici, gözümüzün önünde canlandırıyor. Tarafsız bir gözle gerçek olaylar anlatılıyor. Toplum gerçekliğini, savaş ve barışı anlatan bir eser. İnsani ve psikolojik acıları anlamak açısından önemli. Terörün gerçekliğini sorgulatıyor okurlarına.
Bize uzak olmayan, toplumsal bir gerçeğimiz ile bir kez daha yüzleştiğimiz bu eseri okumanızı tavsiye ediyorum.
Terörün her çeşidine karşıyım. Rabb'im ülkemizi, insanımızı ve tüm insanlığı korusun.
Ji Îlhamî Sîdar re dipirsin, tu ji bo edebiyata kurdî dixwaze çi bikî?
Îlhamî Sîdar dibêje;" Ez dixwazim di navbera xwînerên aniha û klasîkên kurdî pirekê ava bikim"
Pirtûk
Bi rastî jî îlhamî Sîdar di vê pirtûkê de ev pir ava kiriye. Beriya xwendina vê pirtûkê jî haya min jê Melayê Cizîrî hebû min çend helbestên wî jiber jî kiribû lê piştî xwendina vê pirtûkê min Mela pirtir meraq kir û çend pirtûkên li ser helbestên wî hatine nivîsandin lêkolîn kir. Di pirtûkê de nivîskar dixwaze bi me bide fêhm kirin ku Melayê Cizîrî jî mirovekî weke me ye û heta ew helbest nivîsandine gelek zehmetî kişandiye. Carina gelekî xwestiye binivîse lê bi mehan tiştek li ser hev neaniye. Ango ew jî wekî me bû û bi xebateke zêde gihîştiye wê astê. Min ji pirtûkê ev fêhm kir. Bi rastî jî min zimanê nivîskar gelekî eciband û ji ber vê yekê jî hema îro pirtûka wî a bi navê "Memê Din" stend û di demeke kin de hêvî dikim ez ê wê bixwînim.