“Her şeyin hazineleri sadece bizim katımızdadır ve biz oradan indirdiğimizi belirli bir ölçüye göre indiririz.”
(Hicr, 15/21)
Mesaj:
120. Elimizdeki her nimet için Allah’a daima şükran borçluyuz.
121. Şükür borcumuzu Allah’ın emir ve yasaklarına uymakla yerine getirebiliriz.
“Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz.”
(Hicr, 15/9)
Mesaj:
118. Kur’an, Allah Teâla’nın koruması altındadır.
119. Kur’an’ın hem lafzının hâfızı hem de manasının âmili olmak bir Müslüman için en büyük şereftir.
Hastalıktan veya yaşlılıktan (şeyh-i fani) ötürü tutamadığı orucun fidyesini veremeyip vefat eden kişinin durumu...
Fidyenin ödenmesini vasiyet etmeleri gerekir. Böyle bir vasiyetin mevcudiyeti ve mirasın üçte birinin de yeterli olması halinde mirasçıların bu fidyeyi ödemeleri dini bir vecibedir.
Vasiyet yoksa veya mirasın üçte biri fidyeyi karşılamaya yeterli değilse mirasçıların karşılık beklemeden bunu ödemeleri tavsiye edilmiştir.
Bu duruma İskat-ı Savm denir.
(İlmihal II, DIB, s.413-414)
-Ey Peygamber!- Andolsun ki biz senden önce onların toplumlarına elçiler göndermiştik de onlara apaçık belgeler -/deliller- getirmişlerdi. -Delillere rağmen inkar edip- günaha dalanlardan intikam almıştık. Müminlere yardım etmek de üzerimize haktır.*
“Bilindiği üzere eski Türkler tarafından renklerin, yön tayini için kullanıldığı bu yüzden de Ak Hun isminin ‘Batı’ya gelen Hunlar’ şeklinde adlandırıldığı düşünülebilir.’’
Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla...
1. Elif-lâm-râ. Bunlar kitabın, apaçık Kur'an'ın âyetleridir.
["Hurûf-ı mukattaa" adı verilen bu harflerle ilgili görüş ve yorumlar için bk. Bakara 2/1.]
2. Zaman olacak, inkâr edenler, "Keşke müslüman olsaydık!" diye hayıflanacaklar.
3. Bırak onları; yesinler, yararlansınlar, boş ümit oyalasın onları; yakında bilecek- ler!
4. Biz hiçbir toplumu, kendilerine gönderilmiş belli bir kitap olmadan helâk etmedik.
5. Hiçbir ümmet kendi ecelini ne öne alabilir ne de erteleyebilir.
قُلْ لِعِبَادِىَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا يُقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْلِ اَنْ يَاْتِىَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ فٖيهِ وَلَا خِلَالٌ
İman eden kullarıma söyle: Alım satımın bulunmadığı, dostluğun fayda vermediği o gün gelmeden önce namazlarını dosdoğru kılsınlar, onlara verdiğimiz rızıklardan Allah rızası için gizli ve açık harcasınlar.
4. İstisnasız her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara açık açık anlatsın; bundan sonra Allah dilediğini sapkınlık içerisinde bırakır, dilediğini de doğru yola iletir. O, güçlüdür, hikmet sahibidir.
[Kur'an'ın Arapça olarak indirilmesini yadırgayanlara cevap olmak üzere, Allah Teâlâ, gönderilen peygamber hangi kavimden ise mesajını o kavmin diliyle gönderdiğini gerekçeli olarak bildirmiştir. Hz. Peygamber ve kavmi Arap olduğu için Kur'an da Arapça olarak gönderilmiştir. Fakat bu durum, onun sadece Araplar'a indirilmiş olduğunu göstermez. Onun davetinin evrensel olduğunu gösteren birçok âyet vardır.
Allah âyetlerini gönderdikten sonra tercihini ısrarla inkâr yönünde kullananları zorla doğru yola iletmez. Bilakis onları kendi irade ve tercihleriyle baş başa bırakır; inkârcılık ruhlarına yerleştikten sonra artık iman etmezler. Gerçeği araştırıp tercihini o yönde kullanmaya çalışanları ise Allah doğru yola iletir. İşte Allah'ın dilediğini sapkınlık içerisinde bırakması, dilediğini de doğru yola iletmesinden maksat budur.]
“Kendilerine azabın gelip de zalimlerin, ‘Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım’ diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (O gün onlara denilir ki:) ‘Daha önce, siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?’”
(İbrahim, 14/44)
Mesaj:
116. Zalimlerin düştüğü kötü duruma düşmemek için dünyada iken ahiret hayatına hazırlık yapmak gerekir.
117. İslam’ın emir ve yasaklarına uymayan insan, zulm etmiş ve böylece zâlim olmuş olur.