Mary Talbot , İngiliz akademisyen ve yazar. Eleştirel söylem analizinde çok sayıda akademik eser yazmıştır ve 2009 yılından beri elini serbest yazara dönüştürmüştür. 2012 yılında Jonathan Cape tarafından yayınlanan ve kocası Bryan Talbot tarafından resmedilen ilk grafik romanı Babanın Gözleri Dotter , 2012 Costa biyografisi ödülünü kazandı .
Talbot, Lancaster Üniversitesi'nden eleştirel söylem analizinde doktora derecesi elde etti. Çeşitli öğretim görevlerinin ardından 1997'de Sunderland Üniversitesi'nde Dil ve Kültür Okuyucusu oldu.
“Beyazların hem çok fazla hırsı, hem de pek çok öldürme biçimleri var. Toprağı, yemeği, sırtımızdaki gücü alıyorsunuz. Fakat hiçbir şey vermiyorsunuz.”
Mary Talbot’un yazıp, Bryan Talbot’un çizdiği bu grafik romanın konusu 20. yüzyılın başında suffragette hareketi. Erkek egemen toplumun şiddetine, ayrımcılığına karşı mücadele eden ve “Kadına Oy Hakkı” sloganıyla meydanları dolduran kadınların hikayesi. Yaşadıkları zorluklara, devletin uyguladığı şiddete, hapishanelerde gördükleri işkencelere, açlık grevine bir bakış..Ve sadece direnişe değil, kendi içlerindeki görüş ayrılıklarına da..
Çizimler harika. Ki, 2015 yılında Madrid Kitapçılar Birliği tarafından Yılın En İyi Grafik Romanı seçilmiş. Konu biraz olsun ilginizi çekiyorsa, ve hala Demir Çeneli Kadınlar filmini izlemediyseniz, bir bakın derim. Kadınların oy hakkını almak için ne büyük bedeller ödediklerini anlatan nefis bir filmdir.
Suffragette! Süfrajet! Bundan yüzyıl önce tacizin, tecavüzün ve şiddetin ortasında yaşayan kadınların direnişinin adı olmuştur Süfrajet ve hatta direnen kadınların da adı olmuştur. Oy hakkı isteyen, kanun isteyen ve her şeyden önemlisi bir birey olarak varlıklarının kabul görmesini isteyen kadınların verdiği savaştır. Elindeki gücün esiri olmuş, iktidarlarının sarsılmasından büyük korku duyan ve o yüzden sürekli bağıran 'büyük' adamların karşında, korkmadan durabilen, hatta seslerini duyurabilmek için onlardan daha fazla bağıran kadınların öyküsü olmuştur. Toplumsal cinsiyet normlarının değişmesini isteyen, hem kadın hem erkek için eşitlik isteyen insanların özverisidir bu direniş. Onlar başarılı oldular da, şu zamanın insanları olarak biz bu direnişi ne kadar sürdürebildik? Toplum tarafından üzerimize etiket gibi yapışan rollerimizi ne kadar reddedebildik? Hala şiddeti güç sayan erkekler ve köleliği kaderi sanan kadınlar varken pek başarılı olduğumuz söylenemez. Günümüzde o kadar da umursamadığımız oy verme hakkını elde etmek için insanların kaybettikleri şeyleri okurken bunları ve daha fazlasını sorguluyorsunuz.
Kadınlar ve Ekonomi ya da Kadınlar ülkesi kitapları ile tanıdığımız Charlotte Perkins Gilman'in başrolde yer aldığı ve bunun üzerine bir devrimci kadının flashbacklerle hayat hikayesini ogrendigimiz çizgi roman.Tum dünyanın Kadinlara özellikle üreten kadınlara ihtiyacı var.
Kitapta çok beğendiğim bir alıntıyı da paylaşmak isterim.
"Fakat o bir anarşistti ve ...
...ve ben de Amerikalı bir sosyalistim değil mi?
Ama ikimiz de feministiz!
İkimiz de dünyayı değiştiriyoruz!
Kızıl AzizeMary Talbot · Desen Yayınları · 201828 okunma