Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Maurice Duverger

Maurice DuvergerSiyasal Rejimler yazarı
Yazar
8.3/10
26 Kişi
125
Okunma
20
Beğeni
2.740
Görüntülenme

Maurice Duverger Gönderileri

Maurice Duverger kitaplarını, Maurice Duverger sözleri ve alıntılarını, Maurice Duverger yazarlarını, Maurice Duverger yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Avrupadaki benzerleri ile karşılaştırıldığı zaman Fran­sız sağının en büyük özelliği, bölünmüş olmaktan fazla her bölümün içindeki disiplinsizliktir. De Gaulle ise bölünenleri bir demet halinde birleştirmiş ve bun­ların hepsini katı bir disipline bağlanmıştır. Böylece Fransa’da, Ingiltere’deki tutucu parti veya Almanya’ baki hristiyan demokratlara benzer bir siyasal gücün doğduğunu görürüz ancak bu güç Ingiltere veya Al­manya’daki benzerlerinin yerleşmişliğinden, militan­ larından ve örgütünden yoksundur. Bu güç cumhuri­yetçi monarşinin ana temellerinden biridir ve Ingilte­re’de başbakanın teklif ettiği tasarıları Parlamento nasıl kabul ederse, Fransa’da başkanın sunacağı ta­sarıların da kabul edilmesini güvenle sağlar.
De Gaulle’ün duyguları belki mo­ narşiye dönüktü. «Bin yılda Fransayı kuran kırk krala» şüphesiz derin saygısı vardı. Kendisi de boyu ile po­şu ile bir kral soyunun kurucusu olabilirdi. Ama De Gaulle artık bu çağda meşrutiyetin verasete ya da kutsal törenlere değil millet oyuna dayandığını bili­ yordu.
Reklam
ABD'nin kuruluşundaki cumhuriyetçi monarşi örneği:
Bağımsızlık Bildirgesindeki fikirlerin man­tığı geleneksel bir monarşiye karşı düşüyordu, öte yandan 1787 Anayasasını yapan büyük burjuvalar faz­la Cumhuriyetçi bir Cumhuriyetin kurulmasından endişe duyuyorlar bu Cumhuriyetin, mal sahibi olmayan­ların eline geçmesinden korkuyorlardı. Bunun üze­rine bir cumhuriyetçi kral olan Başkanlık sistemini kurdular ve başkanlık seçiminin de halka fazla inme­mesine dikkat ettiler. Tek dereceli genel seçime do­laylı bir seçim sistemini tercih ettiler, çünkü bu sis­ tem her Devlete, kendi başkan seçmenlerini atama yöntemini saptamak olanağını sağlıyordu.
Cumhuriyetçi Monarşi ve Napolyon:
Isa’dan önce 27 yılında yaşamış olan imparatorluk gibi, Napolyon'un paratorluğu da Cumhuriyetçi bir monarşidir. Zaten Roma günün modası haline gelmiş ve yeni Auguste eskisinden kuvvet almaktadır. İki' olay birbirinden bü­ tün bütüne farklı olmakla beraber arada büyük yakın­ lıklar vardır. Bununla beraber bir monarşi ancak yarı cumhuriyetçidir. Eski ve yeni Fransa’yı barıştır­ mak isteyen 1’nci Napolâon her iki meşrutiyeti de bir­ leştirmek istemiştir. Bunların biri geleneksel meşru­ tiyettir ve gücünü Napolyon’u imparator ilan eden dinsel törenden ve Marie-Louise’in yatağından alır, İkincisi ise yeni meşrutiyettir, genel seçime ve halk oyuna dayanır. «Allahın inayeti» ve Fransız halkının iradesiyle imparator ilân edilen Napolyon her iki sis­temin birleştiği noktadır.
Cumhuriyetçi monarşinin kökleri eski çağlara da­ yanır. İsa’dan önce 31 ile 27 yılları arasında Oktav’ ın Roma Cumhuriyetinin başlıca yüksek görevlerini bir elde toplayıp bunları koruması ve kendisinden sonra gelenlerin de onu taklit etmeleri cumhuriyetçi monarşi sisteminin doğuşudur.
Yeni Monarşi Sistemi:
Her yerde monarşik bir biçim almaya doğru gidiyor. Veraset yolu ile kral olanların yerini seçim yolundan gelen krallar alıyor. Ama gene de bunları birbirine karıştırmamak gerek. Hükümet gücünün, seçim yolu ile iş başına gelmiş bir tek ada­ mın iradesinde toplandığı bütün rejimleri Cumhuriyet­çi Monarşi adı altında birleştirmiyoruz. Bunların ba­ zıları gerçekte diktatörlüktür, bunlarda seçim sonuç­ları önceden kararlaştırılmış bir törenden başka bir şey değildir, ne iktidara getirebilir ne de iktidardan düşürebilir, sadece bu iktidara bir meşruiyet cilâsı verir.
Reklam
144 syf.
9/10 puan verdi
·
69 günde okudu
Siyasal Rejimler - Maurice Duverger
Siyaset biliminde oldukça önemli bir yer tutan bu küçük eser, siyasal rejimleri oldukça net ve yalın bir dille karşılaştırmalı yönleriyle ele alıyor. Duverger, siyaset biliminde siyasal rejimleri ele alırken felsefi düşünce yerine deneysel yöntemi kullanmayı tercih ediyor.
Siyasal Rejimler
Siyasal RejimlerMaurice Duverger · Sosyal Yayınları · 198652 okunma
Durkheim, yapıtlarından birinde sağlıklı toplumların siyasal sorunlarla hiçbir zaman uğraşmadıkları, çünkü bu sorunların onlar için çözülmüş olduğu düşüncesini geliştirdi.
Sayfa 136Kitabı okudu
Yönetenlerin yetkisini sınırlandırma yöntemi
Eksiksiz bir yargı denetimi iki kademeli olmalıdır. 1. yürütme gücünün faaliyetlerinde yasallığın bozulmamasının denetlenmesi; bunda amaç, parlamentoda oylanan yasaları hükümetin kötüye kullanmasını önlemektir: Fransa'da olduğu gibi, yetkide aşırıya kaçılması halinde Danıştaya başvurmak bu tür örgütlenmenin en güzel örneklerinden biridir; 2. yasaların Anayasaya uygunluğunun denetlenmesi ve böylece, Amerikan sisteminde olduğu gibi; parlamentonun Anayasaya ve İnsan Hakları Bildirisi'ne ters kararlar almasının önlenmesi. Bu sonuncu denetleme, hiç de ilkinden önemsiz değildir. Zaten bu tür bir denetleme yapılmazsa, anayasa kavramı bütün varoluş nedenini yitirir: nasıl yasalar, onlara saygı gösterilmesini sağlayan mahkemeler bulunmadığında hiç bir işe yaramıyorlarsa, Anayasa da yasaların Anayasaya uygun olup olmadığı denetlenmediğinde lafta kalmaktan öteye gidemez. Gerçekte, yönetenlerin istemlerine sınırlar koyan bir metin kaleme almak, bu metnin tersine davranılmasını önleyecek bir yol yoksa ne işe yarar?
Yönetenlerin Seçimi
Diktatörlük ile demokrasi arasındaki çekişme, otomobil ile fayton arasında yapılan eşitsiz bir yarışa benzemektedir. Gözlerimizin önünde de en cancekişen, demokrasinin XIX. yy'da aldığı özel biçimdir; gerçek sorun, XIX. yy demokrasisinin yıkıntıları üstüne XX. yy demokrasisini kurmaktır.
Reklam
Kemalizm
Kemalizm, demokrasiye geçiş için en gerekli asgari koşullara bile sahip bulunmayan bir ülkeyi, millet olmaya, aklın özgürlüğüne, çağdaşlığa ve demokrasiye taşımak demektir.
İbn Haldun'un üç kuşak yasası, Vico'nun üç çağ yasası ve onsekizinci yüzyılın ilerleme ve gelişme düşüncesi bugün çok basit ve yanlış görünmektedir, fakat kendi zamanları içinde büyük ilerlemeler olarak sayılacak niteliktedirler.
Genellemeler şey'lerin doğasından değil fakat kafamızdaki tutumlardan, soyutlama diyeceğimiz düşünsel süreçten kökenlerini almaktadırlar. Biyolojik veya fizik olaylara oranla sosyal olgularda açıktır ki, nevi şahsına münhasır olma daha belirgindir ve bireysellik daha gelişkindir.
Tarih diyalektik hareket halinde bulunan sosyal gerçekliktir; sosyal gerçekliğin kesiksiz oluşumudur. Sosyal gerçeklik tarihin dışında var olamaz. Sosyolojide Tarihin gerçek ve tam bir yorumlanışı Marksizm için temel ilkelerden biridir.
Hukukun kuvvetinin azaldığı yerde, kuvvetlinin hukuku geçerli olmaya başlar.
Maurice Duverger
Maurice Duverger
160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.