Öyleyse faşizm komünizmden daha kolay mı öğretiliyordu, karşıtlarının yöntemi daha mı güçlüydü?
…
“Yetmiş yedi katlı betonarme dağları, yetmiş yeri katlı yekpare camdan mağazalar, meşin kasketli, meşin ceketli kadınlar, saatte yüz altmış kilometre hızla giderken öpüşmenin güzelliği… Bütün bunlar Amerikan dışı değil de nedir?..”
Kemalizm, demokrasiye geçiş için en gerekli asgari koşullara bile sahip bulunmayan bir ülkeyi, millet olmaya, aklın özgürlüğüne, çağdaşlığa ve demokrasiye taşımak demektir.
Kışlalı'nın yazdığı Kemalizm Laiklik ve Demokrasi eseri politikaya meraklı her fert tarafından dikkatle okunması gereken bir eserdir. Kışlalı 6 ilkeyi ve Kemalizmin dogmatik değil, pragmatist bir dünya görüşü veya ideoloji(siz nasıl değerlendirirseniz) olduğunu harika örnekler ile anlatıyor. Gerçekten Kemalist düşüncenin ne olduğunu öğrenmek isteyen herkese şiddetle tavsiye ederim. Dili de gaayet basittir, giriş seviyesindeki arkadaşlarımızı da zorlamaz. Kışlalı hocanın şu alıntısı ile bitirelim:
En ileri bir devrimin "bekçiliği" ile yetinenler, günün birinde değişen koşulların gerisinde kalmaktan, tutuculaşmaktan kurtulamazlar. Kemalizm’in bu Sürekli Devrimcilik anlayışını benimsemeden, sadece Atatürk'ün sağlığında gerçekleştirdiklerinin bekçiliği ile yetinenleri "Kemalist" saymak yanlıştır."
-Ahmet Taner Kışlalı
İdeolojinin bugünkü anlamı ile siyasal Türk milliyetçiliği, 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. 20. yüzyılın başında Mustafa Kemal Atatürk ile yaşama taşınmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisi olmuştur. 20. yüzyılın ikinci yarısında ise, Alpaslan Türkeş’in önderliğinde Atatürk’ün kurduğu devlete yapılan saldırılar ve altını oymalara karşı, millî devleti radikal reformlarla yeniden inşa etme iddiası ile ortaya çıkmıştır. Esasen, siyasal Türk milliyetçiliğinin hedefi komünizm ile mücadele değil, devletin yeniden inşası ve toplumun ileri bir sanayi toplumu olarak Türkiye’nin o günkü kısıtlı imkânları ile yeniden örgütlenmesidir.
Politika, ideolojinin yaşama geçiş ilke ve
yöntemlerinin dile geldiği eylemler bütünüdür. İdeoloji daha saf ve entelektüel düzeyde hitap ederken politika güne ve somuta, kitleye dönüktür. Proje ise politikanın kendisini hayatın değişik alanlarında gerçekleştirme, yaşama geçirme biçimidir.