Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammed B.El-Muhtar Eş-Şankiti

Muhammed B.El-Muhtar Eş-ŞankitiSiyaset Fıkhı Siyasi Sünnet yazarı
Yazar
8.2/10
29 Kişi
90
Okunma
14
Beğeni
2.510
Görüntülenme

En Eski Muhammed B.El-Muhtar Eş-Şankiti Sözleri ve Alıntıları

En Eski Muhammed B.El-Muhtar Eş-Şankiti sözleri ve alıntılarını, en eski Muhammed B.El-Muhtar Eş-Şankiti kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mistah b. Esase (r.a.) Bedir'e katılan muhacirlerdendi. Ancak İfk olayında müminlerin annesi Aişe'ye (r.anha) iftira etmek gibi bir yanlışa iştirak etti. Aişe (r.anha) ifk olayından ilk defa haberdar oluşunu şöyle anlatır; Ben ve Ümmü Mistah birlikte çıktık.. Ümmü Mistah tökezledi ve şöyle dedi: Mistah perişan olsun!" Ona dedim ki: "Ne kadar kötü bir şey söyledin! Sen Bedir'e katılmış birine mi sövüyorsun?" Mistah'n annesi itirazıma karşın söylediklerini nakletti. Ben de olanlardan haberdar oldum..." "...sonra Allah-u Teala beraatımı bildiren ayeti indirdi.." Bu olay üzerine Ebu Bekir (ra.) şöyle dedi: "Vallahi Aişe için söylediklerinden dolayı Mistah'a hiçbir şey infak etmeyeceğim!" Çünkü Ebu Bekir (r.a.), Mistah fakir olduğundan kendisine olan akrabalığına istinaden yardım ediyordu. Bunun üzerine Allah-u Teâlâ şu ayet-i kerimeyi indirdi; "İçinizden nimet ve varlık sahibi kişiler, yakınlarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere yardım etmeyeceklerine dair yemin etmesinler. Affetsinler, kusurlarına aldırmasınlar! Allah'ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz? Allah, bağışlayandır, merhamet sahibidir" Bu ayet inince Ebu Bekir (ra.) dedi ki; "Evet vallahi Allah'ın beni bağışlamasını dilerim." Ebu Bekir (ra.) Mistah'a (ra.) daha önce gönderdiği nafakayı göndermeye devam etti ve; "Onun nafakasını asla kesmeyeceğim..." dedi"
Peygamber'in (s.a.v) askerlerinin gideceği yönü müşriklere bildirmeye çalışan Hatib b. Ebi Belta olayı da bu konuda zikredilebilecek olaylardandır. Ebu Belta'nin sergilediği bu davranış, özellikle savaş gibi durumlarda basit bir hata değildir. Buhârî, bu rivayeti "Casusluk" başlığı adı altında zikreder. Ebu Davûd da bu olayı "Müslüman'ın casus olması" başlığı altında zikreder. Ömer'in (r.a.) onu öldürme isteği karşısında Nebi (s.a.v.) onun Bedir ehlinden, aynı zamanda İslam'a ilk girenlerden biri olduğunu zikrederek Ömer'i engelledi. Ömer (ra.) onun boynunu vurmak isteyince Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu; "O, Bedir savaşında bulundu. Allah, Bedir ehlini gördü ve şöyle buyurdu;"İstediğinizi yapın, çünkü ben sizi bağışladım." Amr b. Dinâr şöyle dedi. "Onunla ilgili olarak şu ayet-i kerime indi "Benim ve sizin düşmanlarınızı dostlar edinmeyiniz."
Reklam
- Tarihi metodu benimseyenler Muaviye b. Ebi Süfyan'ı kendi çağındaki ya da kendinden sonra gelen sultanlarla kıyaslamaktadırlar: Diğer sultanlara oranla daha iyi olduğunu söyleyerek onu savunmaktadırlar. Bu, yerinde bir yaklaşımdır. Çünkü diğer sultanlarla kıyasladığımız zaman, Muaviye'nin Müslümanlara muamelesinin, dine yaklaşımının diğer sultanlara oranla daha adil ve iyi olduğu görülmektedir. - Muaviye'yi asıl metoda göre değerlendirenler ise onu, Peygamberle başlayıp "raşid halifeler"le devam eden nebevi devletin üzerine bina edildiği temel kaidelere göre değerlendirmektedirler.
Takva sahibi şahıs tıpkı Sad b. Ubade gibi salih bir kişi olabildiği gibi bazı durumlarda bu takva, Sad b. Ubade'de olduğu gibi kendisini cahiliyet taassubundan kurtaramayabilir de... Mesela Aişe (r.anha), bir seferinde Sad b. Ubade'nin salih bir insan olduğunu ancak kendisini kimi durumlarda cahiliyet taassubundan kurtaramadığını söyledi. Sa'd b. Ubade'nin, İfk hadisesinde Sa'd b. Muaz'ın "Bu kişi bizden biri ise biz, diğer kabiledeyse onlar cezalandırır" teklifine karşı münafıkların başı Abdullah b. Ubeyy'e taraf çıkması gibi...
Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.) Ensar'dan olan Nu'man b. Amr'a içki içtiği için ceza vermiştir. Aynı şekilde Ömer b. Haytab (r.a.) kendi döneminde Kudame b. Mez'ûn'u cezalandırmıştır. Bu iki Sahabe de Bedir savaşına katılmışlardı. Allah-u Teâlâ'nın seçtiği ve masum kıldığı Peygamberler hariç insanoğlu, tabiatı gereği iman yönden ne kadar güçlü olsa da hayatında bir zaafa ve eksikliğe sahip olabilir.
Bir insanın üstünlüğü masum olduğu anlamına gelmez. İnsanların dünyevî meyilleri olabilir.
Reklam
İslam, nesep ve kan bağı yerine akide bağının ön plana çıktığı yeni bir anlayışla geldi. Siyasi konuda maharetli olma kuvvet ve yeterlik şartını getirerek yönetimde veraset sistemi kaldırdı.
"Ebu Bekir'e (r.a.) biat edildiği zaman Ebu Süfyan, Aliye (ra.) gelerek şöyle dedi: "Kureyş'in en düşük ailesi size galip geldi. Vallahi atları ve adamlarıyla size saldıracaklardır. Ali (r.a.) ona şöyle dedi: "Hâlâ İslam'a düşmanlik besliyorsun. Bu seçimin İslam'a ve ehline bir zararı olmayacaktır. Biz Ebu Bekir'i bu iş için uygun gördük."
"Ensar ve Ebu Menaf dan Ebu Bekir'in (r.a.) hilafetine karşı ortaya konulan tepkilerin hiç birinde şer'i bir boyut yoktu. Hatta seçilmesi istenilen şahısların ondan daha hayırlı olduklarına dair bir görüş de ileri sürülmedi. Bu isteklerin hepsi kabile sevgisinden kaynaklanan, "İmam'ın kendi kavimlerinden olmasını hedefleyen taleplerdi. Bu gibi talepler şeri bir gerekçeye dayanmadığı gibi, aynı zamanda kabilevi taassuptan kaynaklanan bu talepler Allah ve Rasûlünün uyulmasını emretmedikleri bilinen genel kurallardi. Allah-u Tealâ Muhammed'i (s.a.v.) bu gibi şeyleri ortadan kaldırmak için göndermiştir."
Bu konuda İbn-i Teymiye şöyle demektedir: "Emanet ve güç çok az insan da bir araya gelir."
271 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.