Orhan Şaik Gökyay kitaplarını, Orhan Şaik Gökyay sözleri ve alıntılarını, Orhan Şaik Gökyay yazarlarını, Orhan Şaik Gökyay yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir…
Tutuşup, kül olan ocaklarından,
Şahlanıp kan akan ırmaklarından,
Hudutlarda gazâ bayraklarından,
Çünkü henüz Türkçe ifadeden âciz, okuduğunu anlamaktan âciz kimselerin yazılarına geçer bir metaa gibi rastlamakta olmamız, ciddi okuyuculara karşı bir hürmetsizlik teşkil edip durmaktadır.
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Gazali hakikate nasıl vardığını sorduklarında şüpheyle demiş. Orhan Şaik Bey de ilim adamının değil metinlerdeki sorunlu kısımlardan hatta kendisinden bile şüphe etmesini salık verirdi.
"Sormaz ki bilsin / Sorsa bilirdi / Bilmez ki sorsun / Bilse sorardı." İlkin kişiye bir tekerleme gibi gelen bu söz bence bir özdeyiştir; öğrenmek ve bilmek isteyenler için bir ilkedir...
Gece gündüz, dağlar ile, taşlar ile
Döğünürüm, döğünürüm;
Düşte görsem, gözlerimde yaşlar ile
Uyanırım, uyanırım...
Kimi olur, kar üstünde resmin ile,
Kimi olur kitaplarda ismin ile,
Yalnızlıktan dostun ile, hasmın ile,
Avunurum, avunurum...
Yıllar döner, güne gine bayram olur,
Bu bayramlar n'idem, bana haram olur,
İçerimde göz göz olmuş yaram olur,
Devinirim, devinirim...
Ay geçti, yıl döndü unuttu beni
Üstüne adını yazdığım ağaç
Açtın dertlerini kanattın beni
Atında türküler düzdüğüm ağaç
Sendeki yemişler böyle değildi.
Dört yana haber saldığım kuşlar
Yarı yolda unuttular haberi
Kırık kanatlarla döndüler geri
Artlarından bakıp kaldığım kuşlar
Benim bildiğim kuşlar böyle değildi.
Dilimce öterdi kuşlar dallarda
Lügatta geçmezdi senin sözlerin
Su gibi akardı adın dillerde
Dediğini anlardım bütün gözlerin
Gözlerde bakışlar böyle değildi.
Soran olmaz bizi yardan ağyardan
Ne çare namımız çoktan yitmiştir
Yol üstü çeşmeler bakar kenardan
Bizi bilen sular akıp gitmiştir.
Mermerde nakışlar böyle değildi.
Meyveden kırılan dallar nasılsa
Arzular içimde öyle kurudu
Bir dalda bin türlü meyve verirdi
Takvimde bahardı ne gün bakılsa
Ne deyim bu işler böyle değildi