Osman Bakar

İslam Bilim Tarihi ve Felsefesi yazarı
Yazar
9.0/10
6 Kişi
34
Okunma
7
Beğeni
1.406
Görüntülenme

Osman Bakar Sözleri ve Alıntıları

Osman Bakar sözleri ve alıntılarını, Osman Bakar kitap alıntılarını, Osman Bakar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kur’ân bir bilim kitabı değildir. Fakat o, bilimin ilkelerinin bilgisini sağlar ki bunu da her zaman metafizik ve manevî bilgiye bağlayarak yapar. Kur’ân’ın “Yaratan Rabbinin adıyla oku” emrine tüm Müslüman nesiller sadakatle riayet etmişlerdir. Bu emir, bilimsel bilgi de dâhil olmak üzere, bilgi ediniminin Allah’ın gerçekliğinin bilgisi temeli üzerine oturtulması gerektiği şeklinde anlaşılmıştır.
Geleceğin başarısı, şimdiki zamanın başarısına, ve şimdiki zamanın başarısı da geçmişin başarısına bağlıdır. Örneğin, yirminci yüzyılın bilimsel ve teknolojik başarılarından biri olarak insanın aya ve gerisi geri dünyaya olan destansı yolculuğunu al! Bu başarı elbette Amerikan uzay biliminin bir zaferidir. Ancak diğer milletlerden ve daha önceki dönemlerden bilim insanları, uzay biliminin gelişmesine 0 veya bu şekilde katkıda bulunmuşlardır. Modern uzay biliminin temelini atmaya yardımcı olmuşlardır. Yine modern uzay biliminin doğrudan selefinin Ortaçağ İslami gök bilimi olduğu pek bilinmemektedir. On ikinci yüzyıldan itibaren, Müslüman gök bilimciler Ptolemaik gezegen sistemini eleştirmeye başlamışlardır. Bu, gök bilimi tarihinde ileriye doğru atılmış büyük bir adımdı. İslam, gezegen bilimi üzerine modern tip araştırma merkezlerine dönüşen gök bilimsel gözlemevleriyle dikkat çekmiştir. Gerçekten de onlar, modern anlamda bilimsel araştırma kurumları olarak görülmelidirler. Grup araştırmasına vurgu yapılmış ve teorik araştırmalar gözlemlerle el ele gitmiştir. Bilimsel olarak konuşmak gerekirse, bu tür kurumların en gelişmişleri ve belki de en başarılıları İslami bilimsel kültürün iyi gelişmiş bir aşamaya ulaştığı iddiasını destekleyen gözlemeviydi. Gözlemevinin müdürü, Nasîrüddin Tüsî olarak bilinen,'dönemin önde gelen bilim insanlarından biri olmuştur. Hem öğretim hem de araştırma ile ilgilenmekteydi.
Reklam
İslami devlet yönetim şekli ve medeniyetinde yer alan bilimsel kültürün evrenselliği ve akılcılığı, önceki kısımda bahsedilen İngiliz bilim adamı John Bernal gibi birçok Batılı araştırmacıyı etkilemiştir. İslam’da bilim kısmını haksız bir şekilde kısa bir değerlendirmeye tâbi tutmasına rağmen, insanlık bilim tarihini dört cilde sığdıran ve bilim tarihinin en başarılı metinlerinden biri olarak lanse edilen eserinde Bernal şunları söylemiştir: “İslami bilimsel çalışmalar üzerine okudukça, ancak modern bilimde karşılaşabildiğimiz akılcı yaklaşım karşısında insan hayrete düşuyor.”8 Daha genel olarak, modern zamanlarda İslam’ın evrensel entelektüel kültürüne karşı bir takdir mevcuttur. Bu takdiri gösterenlerden biri, İslami edebiyat, Farsça ve İslami bilim tarihi gibi alanlarda verimli bir isim olan Alessandro Bausani’dir. Evrensellik özelliğinin farkında olarak, Bausani İslami entelektüel kültürün Batı kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğu iddiasında bulunmuştur.9
Topluluk bir bütün medeniyet ya da onun büyük bir kısmı olduğu vakit, bu “kolektif hata”, “medeniyetin hatası” konumuna terfi etmektedir. Batı düşünce tarihinde, medeniyet hatası şeklinde çeşitli büyüklükte hatalar işlenmiştir. Örneğin, modern seküler Batı’nın doğusu kısmen büyük bir hata üzerine inşa edilmiştir: kolektif insan aklının, bilgiye
Şunu hatırlamak gerekir ki İslam medeniyetinin temel ilkesi ve onun nihai dünyevi hedefi tek ve aynıdır: tevhit ilkesi. Öte yandan, ilkenin toplu insan eylemleri için bir temel ya da başlangıç noktası olarak hizmet etmesi ile bu eylemlerin nihai amaçları olarak hizmet etmesi arasında bir bakımdan önemli bir fark vardır. Başlangıç noktasından menzile kadarki entelektüel ve manevi yolculukta, bir kimsenin anlayışı, kavrayışı ve tevhit ilkesinin içselleştirilmesinin diğer yönlerinde niteliksel bir ilerleme olacağı varsayılmaktadır. Gelişerek daha da zenginleşen medeniyet bağlamındaki tecrübe ile birlikte, tevhidin gerçekliğinin insan zihninde daha bariz bir biçimde gösterileceği yönünde güçlü bir beklenti bulunmaktadır. Bu, medeniyet bağlamındaki gelişimin amacı ve hakiki anlamıdır. Diğer türlü, Kur’an’ın da belirttiği üzere, dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey olmayacaktır.24 Bu nedenle, insan hayatı ve düşüncesinde İslam medeniyetinin tüm göstergelerinde mümkün olan en geniş kapsamda bu birliği göstermek, İslam medeniyetinin bir görevi haline gelmektedir. Belirli Ölçüde, İslam medeniyeti bu görevi yerine getirmekte başarılı olmuştur.
Eşarilerin görüşüne göre tabiat kanunları nesnel olarak gerçek değildirler. Onlar Allah tarafından belirlenmiş ve kanun statüsü verilmiş zihni kurgulardır.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
67 öğeden 81 ile 67 arasındakiler gösteriliyor.