Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Düşünüyordum, saat hangi rakamın üstünde durmuştu? Zaman o deli başını nerelerde dolandırıyor, yelkovan akrepten; akrep niçin yelkovandan habersiz? Zamanı en küçük parçalara bölen o minik saliseyi kim yitirdi? Akrepsiz, yelkovansız kalan küçük insan; akıl terazisinin mihengini bozmak, okyanusların insafsız dalgaları arasında boğulmak demektir...
"Gün olur, alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda. Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar; Gürültüyle çıkar duman topraktan. Hele martılar, hele martılar, Her bir tüylerinde ayrı telaş! Gün olur, başıma kadar mavi; Gün olur başıma kadar güneş; Gün olur, deli gibi... "
Reklam
günlerden pazar,ayın 20 si,yıl 2018...deniz kenarında oturuyorum,deniz uykuda bu arada mışıl mışıl uyuyor..bekçi rüzgarda yeni yeni çıkıyor devriyesine,günaydın diyor erken kalkıp, sayın güneşi bekleyenlere...bulutlar mutlu romantik bir geceden sonra görünürlerde yoklar,galiba biraz şarabın etkisinde kalmışlar...derken güneş çıkıyor sıradağların arkasından gülümseyerek ,insanın içini ısıtarak..,deniiz de uyanıyor uykusunda,hafiften kıprıdanmaya başlıyor...rüzgar devriyesini atıp yine evine çekiliyor,pembe panjurların arkasına...bende eşsiz ikili simit ve çayın yanına peynirei de davet ettim,oturuyoruz beraber...derken akrep 8 de yelkovan 2 de takılıp kaldı..o geçiyordu,her zamanki güzelliğiyle,o berrak yüzü denizi kıskandırıyor,deniz hırçınlaşıyor,güneş kıskanıyor gülüşünü''ben bile bu kadar ısıtamıyorum kalpleri.''diyor ve çekiliyor bulutların arkasına..bulutlar bile kararıyor ben biz bu kadar günahsız,bembeyaz olamadık diye....ağlıyorlar :( gidiyorum yanına O'nun..günaydın diyorum tebessümle birlikte..beklettim mi diye de soruyor,hafif bi üzgünlük..''beklerim tabiki ömür boyu'' diyorum ve sarılıyor sımsıkı...kulağımda bir fısıltı,güneşin gülümsemesine,denizin durulmasına,bulutların dağılmasına,çiçeklerin açılmasına,martıların herkesi günaydın a boğmasına tekrardan neden olan o cümle.... T.Ç.
Ağır aksak ilerliyor zaman. Biraz kızgın akrep ve birazda dargın yelkovan. Buralara düştüğünden beri sevda, geçmiyormuş bir türlü zaman....
"Geçmişim bozuk bir saatti artık. Zaman, onunla geçen mutlu anıların üstünde takılı muamma bir kavramdı. Yelkovan da oydu akrep de, dakika da oydu saniye de, gün de oydu gece de... Gelecek ise yoktu...
"Boğaziçi'nin Avrupa ya da Asya kıyısında durup baktığınızda, denize değecek kadar yakın, sürü halinde, çok hızlı uçan kuşlar görürsünüz. Bunlara ''yelkovan kuşları'' denir. Eski bir söylenceye göre bu kuşların her biri, bir zamanlar Boğaziçi'nde yaşamış ve ölmüş kişilerin ruhlarını taşır. Avrupa'dan Asya'ya, Asya'dan Avrupa'ya hiç durmadan uçup dururlar ve Megaralıların, Cenevizlilerin, Bizanslıların, Osmanlıların ruhlarını serinletirler. Bu sular aynı zamanda, Hera'nın Zeus'tan kıskandığı için inek kılığına soktuğu İo'nun, bu lanetten kaçmak için çırpındığı yerdir."
Reklam
Bir duvar saatinde sen akrep olsaydın ben yelkovan Saniyeleri saysaydık büyük bir heyecanla durmadan.
Öyle zamanlar tehlikelidir Şemsettin. Ya gel cebime saklan ya bırak şapkana saklanayım Kim vurduya gider insan fırsat yok ki kendimi savunup aklanayım Bir ara sen de biliyorum kedilerden korkuyordun Çünkü kendini işkembe zannediyordun Böyle bir şey ben de atlattım, İskemle sandım kendimi bir süre Üzerime oturacaklar diye
Günlerden bir gündü, öyle sıcak, öyle tatsız, vasatın altında zamanları kovalıyordu akreple yelkovan.
Gün olur, alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda. Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Reklam
kalbim bir yara mı göğsümün altında ilerliyor günden güne bir semender ateşe zaman soyumu sürüyor kışta tanrım çok yanıldım gönlümü al kendine bir düş evren çiziyor bahar ağaçları, göğü ve dağları boyuyor sonra kuşlar konuyor telefon direklerine habersiz yapılan konuşmalardan kilometrelerce ötelere biri kavuşmak diyor aşkı bulmaya tenimin omurgası, kıblesi olmuşsun yüzümün köprüleri sis basmış, içim güz yapraklarını süpürürken ayrılık ölü toprağını üzerine serpiyorum akrebin arıları sarartıyor yelkovan derimin altındaki bir nehir mi kan günden güne ilerliyor bir ateş semendere yanıyor ormanın ağzında rüzgar çok yanıldım tanrım gönlümü sar Her şeyin güzel olma nedenleri / Serkan Türk
ekmek kırıntısına muhtaç karıncayım nasıl karnım doyar avuçların olmadan? sevgili! söylesene ne kadar ayrı kalabilir bir akreple bir yelkovan..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.