Siyasî emperyalizm, insanlık tarihinin eski bir âşinâsı.. İskender, Sezar, Araplar, Haçlılar, Şarlken, XIV. Louis, Napolyon... Ama bu emperyalizm yalnız savaşa dayanmıyordu. Düşünceler, sanat, hukuk, düzen, din ordularla beraber yürüyordu. Gerçi eski savaşlar da kanlı ve kıyıcıydılar. Ama istilalar sona erince, yıkılan ülkelerde yeni bir medeniyet kuruluyordu, fâtihleri örnek alan bir medeniyet. Kısaca, eski devletler ele geçirdikleri yerlerde bir kültür yaratıyorlardı. Amerika'nın temsil ettiği çağdaş medeniyetin büyük talihsizliği kültürsüz bir medeniyet olması.
Of ki ne of..
Demek ki: 1 — Emperyalizm bugünkü anlamıyla XIX. yüzyılın sonlarında sahneye çıkmıştır. 2 — Emperyalizmlerin büyük sefaleti kültürsüzlükleridir. Bu itibarla emperyalizmin kültüründen söz etmek saçmalamaktır. 3 — Emperyalizmin kültürü olmadığı gibi, kültürün emperyalizmi de olamaz. Gerçek kültür, insanı insan yapan değerlerin bütünüdür. 4 — Kültür emperyalizmi hayrın emperyalizmi, faziletin emperyalizmi, ilmin emperyalizmi, aydınlığın emperyalizmine benzer bir hezeyandır. Emperyalizm için bir nevi meşruiyet fetvası. 5 — Bu yalancı terkip sadece Avrupalılaştırma, Amerikanlaştırma gibi asırlardan beri süregelen bir saldırının suratına takılan yeni bir maskedir. 6 — Hele Osmanlı'ya emperyalist demek, düpedüz cehalettir. Geçen asrın sonlarında doğan ve asrımızda gelişen bu canavarın bizimle münasebeti ne? Can düşmanımız olması mı?
Kültürsüz Medeniyet
Reklam
Emperyalizm savaşa yol açar. Tekelci kapitalizm var oldukça yeni savaşlar sürecektir.
"Atatürk'ün yakınlarından Falih Rıfkı Atay, Atatürkçülüğü en başta milli egemenlik, anti-emperyalizm, Türkçülük ve la­iklik (sekülarizm) olarak tanımlar. Falih Rıfkı'ya göre Atatürk, her şeyden önce öğretim birliği ve seferberliği sayesinde kafa­nın, zihniyetin değişmesini amaçlıyordu. Mesele "bütün halk çocuklarının müspet bilgiye dayanan ilkokul terbiyesinden geçerek bir gün gene irticanın tahrikleriyle kaynaşmasının önüne geçebilmek" meselesiydi. Böylece, "Türkiye'de yeni ve uzun bir mücadele devri açılıyordu;" diyor Falih Rıfkı."
Her hükümet, kendi uyruklarını korumak için ayağa kalkar. Bunun kaçınılmaz sonucu savaştır. Emperyalizm savaşa yol açar. Ne var ki, savaş da hiçbir şeyi kesin olarak çözemez. Artık bir masa çevresinde çözümlenemez hale gelen düşmanlıklar, şimdi pazarlık, güçlü patlayıcılar, atom bombaları, sakat insanlar ve parçalanmış cesetlere yapılıyor diye ortadan kalkmaz. Hayır! Pazar avı sürüp gitmelidir. Tekelci kapitalizm, mal ve sermaye fazlası için alan bulmak zorundadır ve tekelci kapitalizm varoldukça yeni savaşlar sürecektir.
Sayfa 25
Burjuva devletleri durmaksızın silahlanmaktadırlar. Niçin? Elbette konuşmak için değil, savaşmak için! Çünkü emperyalizm için, savaş daima gereklidir. Savaş, dünyayı paylaşmanın, yeni pazarlar elde etmenin, hammadde kaynaklarına el koymanın ve sermaye için yeni etki alanları yaratmanın tek yoludur.
Reklam
598 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.