«Musahabe Kulübü» nün etkili bir kişisiydim. Musahabe Kulübü üyeleri de YMMTC’de etkiliydiler. «Musahabe Kulübü» arkadaşım Süfyan Özelli YMMTC ’nin idare heyetini kurma konusunda beni uyardı, kolaylıkla bir grup kurduk. Grubumuzun kurulmasında ve gelişmesinde ilk çabalar tamamıyle Süfyan Özelli’ye aittir. Süfyan’ın ciddî çalışmaları olmasaydı ne
Gizlilik, entrika, tehlike, ve macera sayılan benzeri şeylerle iş yapma gücünü zorlama, tutku da bir üye için geçerliydi. Bunda sadece mistik duyguları yoktu. Yeni üye yemin edip, gözlerinin bağı çözüldükten sonra, karşısında beyazlar giymiş maskeli beş adam görürdü. Teşkilâta girişinden birkaç hafta, bazende birkaç ay sonra ona bilmecemsi
Reklam
Gizlilik, entrika, tehlike, ve macera sayılan benzeri şeylerle iş yapma gücünü zorlama, tutku da bir üye için geçerliydi. Bunda sadece mistik duyguları yoktu. Yeni üye yemin edip, gözlerinin bağı çözüldükten sonra, karşısında beyazlar giymiş maskeli beş adam görürdü. Teşkilâta girişinden birkaç hafta, bazende birkaç ay sonra ona bilmecemsi gizemli haberler gelir ve bazı görevleri yerine getirmesi istenirdi. Teşkilâtın sadece bir bölümünde olan yüz elli üyeden yalnız dördünü tanımasına izin verilir, hiçbir üye, hiçbir zaman teşkilâtı tam olarak bilmezdi. Büyük bir ağın sadece bir ipliğiydi o. İlgisi sıcak tutulur ve asla zayıflamasına izin verilmezdi.
Teşkilâta, sadece bir üyenin kabulü bile son derece titizlikle İncelenirdi. Eğer komite uzun incelemelerden sonra yeni kabul edilecek olanın jöntürklerden birinin tavsiyesiyle, onun fikir sahibi, bilgili, vatan sevgisi ile dopdolu bir adam olduğuna ikna olursa, peçe açılırdı. Sadakat yemininden sonra ona, komite üyelerinden birisi tarafından önce bu gizli cemiyetin varlığının sebepleri ve çalışmaları anlatılırdı. Eğer bununla ilgilenir ve üye olmak isterse bir kaç gün sonra komiteden gönderilen iki kişi onu davet ederdi. Mahalleden uzaklaşır uzaklaşmaz gözleri bağlanır, gözleri kapalı bir yere götürülür, emir verilinceye kadar bekletilirdi. Sonra yabancı bir ses konuşmaya başlardı. Ona memleketin genel durumu, vatan sevgisi, görev duygusu ve adalet kavramı anlatılır, komitenin görevinin halkın hürriyeti ve güçlenmesi için karşılıksız çalışacağı bildirilirdi. Eğer, bunu kabül eder ve onlardan biri olmak isterse, Kur’an, sancak ve silâh üzerine sadakat, itaat ve her şeyden önce gizlilik yemini etmesi gerekirdi. Her ihanetin ağır cezalandırılacağını düşünmesi gerektiği, eğer teşkilât ölüm cezası verirse, suçlunun cezasının kesinlikle infaz edileceği öğretilirdi. Yeminden sonra o ana kadar sadece fikir olarak ihtilâlci olan yeni üye, birden kendini sağlam bir çerçeve içine girmiş gibi hisseder, artık yeni bir varlık dönemi başlardı. Teşkilât, gizliliğini prestij için değil, hafiyelerle dolu bir yerde, son derece dikkatli olunması için önem verirdi. Gözleri bağlı, bilinmeyen bir yerde, sadece duyduğu ama tanımadığı kişilerin önünde yapılan yemin, Şark’ın romantikliği ile örtüsen bir görünüm değil miydi?
Ben ilk zamanlar, hem Dernek’e devam ediyor, hem de Nejdet Sançar’ı ziyareti aksatmıyordum. Hatta Nejdet Sançar beni, o sırada yeni kurulan ve Genel Başkanı da Atsız olan Türkçüler Derneği’nin Ankara Şubesine de üye yapmıştı. Benim haberim yoktu. Dernekteki ağabeylerle arasında bir mesele olmuş. Türk Ocağı’nda karşılaştık. Bana, Derneğe gidip gitmediğimi sordu. Ben de gittiğimi söyledim. ‘Artık oraya gitmeyeceksin’ dedi. Ben de, ‘Beni oraya götüren sizsiniz, o yüzden gideceğim’ dedim. ‘Ya oraya gideceksin, ya bana geleceksin’ dedi. Ben de her ikisini yapacağımı söyleyince ‘o zaman bana gelme’ dedi. Üzüldüm, ama ÜKD’yi (Üniversiteliler Kültür Derneği) tercih ettim. Ötüken Dergisi’nin müteakip sayısında, Türkçüler Derneği’nden ihraç edildiğimi okudum.” bkz. 60’lılardan Vatan Kurtarma Hikâyeleri, s. 166-167.
YEDİĞİMİZ KAZIKLARIN TOPLAMI TECRÜBEDİR
Almanya’yla tesis edilen yeni askerî ittifakın işe yarar hâle gelmesi için zamana ihtiyaç vardı. Osmanlılar, 1897’de Yunanistan’a karşı verdikleri savaş örneğinde olduğu gibi savaşmaya zorlandıklarında dahi muharebe meydanında kazanılanın müzakere masasında kaybedildiğini görmüşlerdi. Avrupa “desteği” Osmanlılar için toprak kaybedebilecekleri,
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.