Süleyman Aleyhisselâm, Mescid'in yapı işinden boşaldığı zaman, Sahra'-nın üzerine bir kurban götürüp kesti ve: "Ey Allâhım! Bana, bu mülk'ü saltanatı, Sen, bağışladın! Üzerimdeki ihsan, Sendendir! Sen, beni, yer yüzüne Halîfen yaptın! Hamd, sana mahsustur. Ey Allâhım! Bu Mescid'e giren kimse hakkında, benim, Senden dileğim şudur: Buraya girip içinde halisane iki rekât namaz kılan kimse, anasından doğduğu gündeki gibi günahından çıkıp arınsın! Buraya giren günahkâr, günahına tevbe etsin. Korkuya kapılanı, emniyete, güvenliğe kavuştur! Hasta olana, şifâ ver! Kıtlığa uğrayana, bolluk ve zenginlik ihsan et! Duamı kabul buyurup dileklerimi ihsan ettiğin zaman, Kurban'ımın kabulünü, onun alâmeti kıl!" diyerek düa etti. Bunun üzerine, gökten bir ateş indi. Şarkla garp arasını kapladı. Sonra, boynunu uzatıp,kurbanı yüklenerek göğe yükseltti.