Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Ellerimden tut benim.. Fırtınalardan geçtim de geldim.. yıllar süren imtihanlardan, gönül; vicdan ve akıl sağlığımla çıktım da geldim.. başkaları gibi, altından kalelerim, kendi tahtımı kurduğum gösterişli dünyalarım, talihin ve bol imkanların içine doğduğum ailem, gamsız; ruhsuz, şen kahkalarım yok benim... Kendimi, sevgiyle yoğrulmuş, gözyaşlarıyla sulanmış, güzel ümitlerle dolu samimi bir kalpten; çocuksu neşesiyle gülen gözlerden ifade ediyorum.. Ellerimi tut; ve ayağa kalkarken yanımda ol... Ben başarırken yanımda ol ki; göğe yükseldiğimde Seni bileyim.. Ayaklarım yerde, ruhum gökyüzünde benim.. Zamanın sırrı ise, bütün varlığımı gökte kılacak.. O vakit geldiğinde; Seni ahde~vefa bileyim... Ellerimi tut.. Yanımda ol... Gerçek sevgi ancak ve ancak şudur ki; Hiçbir şeyi olmayanın yanında yüreğinle var isen; birgün her şeyi Sen olursun..
Reklam
Birbiriyle Bağlantılı Kavramlar
( Düşünce-Frekans-Müzik-Burç-Bilim-Büyü-Tılsım-Nazar ) _ DÜŞÜNCE _ _Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz.
_Tüm özü düşünmekten başka bir şey olmayan ve var olmak için herhangi bir yere gereksinimi bulunmayan, herhangi maddesel bir şeye bağımlı olamayan bir töz olduğumu anladım. _Tanrı ben olsaydım tanrının varlığına inanabilirdim. _Zihinde hiçbir şey yoktur ki daha önce duyularda olmuş olmasın. _Yanılmış olabilirim, altın ve elmas diye aldığım
Aşk Dediğin
bir madalyondur. Bir tarafı batındır diğer tarafı zahir. İnsan evladı önce batıni yüzünü bildi. Çünkü aşk hali, sevgi hali inanç kavramının da özüdür. Tıpkı insanın özü olduğu gibi. Bunun nedeni de Allah'ın ne yerde ne gökte, bizzat insanın kendisinde, yüreğinde oluşundan kaynaklanmaktadır. Allah'ın bu nuru batında kalamadı, çünkü insan zahiri olanı da istedi. Çünkü kendisi zahiren de vardı ve aşk da var olmalıydı. Bu nedenle o kutsal duyguyu insana da atfetmeyi öğrendi. Gerçek olarak duygulan aşk ve sevgi esasen insanın kendine duyduğu aşktır. Yani yine Yaratana duyduğu aşktır. Bektaşi dervişleri vakti zamanında bir söz kullanırlarmış ne yapıyorsun sorusuna. "Ha'dan geldim Hu'ya giderim." diyerek. Aşk da her ne kadar zahiri olursa olsun batıni anlamıyla vardır ve insan zahiri aşkından çıkıp her halükarda batıni aşka bağlanır. Bazen fark eder bazen etmez, bazen eşi olur bazen de yalnız kalır ama aşkın kaderi hiç değişmez. Unutmayın, gördüğünüz her suret Allah'ın suretidir. O oradadır. Hû bir gerçeğin demine.
Şimdi can kulağıyla dinle beni sevginin şimdi vardığımız yerine kadar götürülen adam bütün güzel şeyler birbiri ardı sıra ve gerekli düzen içinde gördükten sonra, girdiği yolun sonuna ulaşarak, birden bire eşsiz bir güzellikle, güzelliğin özü ile karşı karşıya gelecek. İşte buna ermek içindi bütün emekleri. Bu güzellik artık hep var, doğumsuz,
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.