İnsanların gücü kitlesel işbirliğine, kitlesel işbirliği de kitlesel kimlik inşaasına bağlıdır. Ve tüm kitlesel kimlikler, bilimsel gerçekler ya da ekonomik gereksinimler üzerine değil kurmacalar üzerine inşa edilir.
Şii İran, Sünni Suudi Arabistan ve Yahudi İsrail arasında şaşırtıcı derecede az fark var. Bunların hepsi bürokratik ulus devletleri, aşağı yukarı aynı kapitalist politikaları izliyor, hepsi çocukları cocuk felcine karşı aşılıyor. Hepsi bomba yapımı için kimyager ve fizikçilere itimat ediyor. Şii bürokrasisi, Sünni kapitalizmi ya da Yahudi fiziği diye bir şey yok. O halde insanlara emsalsiz olduklarını hissettirmek, onları bir insan güruhuna sadık diğerine düşman belletmek için ne yapacağız?
Din, insanların akışkan kum zeminine sabit çizgiler çekebilmek için ayinler, törenler ve seramonilere başvuruyor.
İnsanları ayırıp değerli hissettiren bu kültürel farklılıkları Freud "küçük farklılıkların narsisizmi" şeklinde tanımlar.