Öykü okurken; kaybettiğim yolları, kaçırılan otobüsleri, soğutulan çayları, karnım guruldamadan anlayamadığım açlığımı hatırlıyorum. İçimin sızısı, dinmeyen burun kemiği sancılarım velhasıl beni İNSAN yapan her bir hissim coşuyor yediveren misali. Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu, kalbimi bıraktığım bir öykü kitabı oldu. Kalbimi bıraktım derken bunu basit bir cümle saymayasınız vallahi darılırım. Sevgisiz yetişen çocuklara, ölümün karanlık ve acımasız tarafına, bu kalabalık dünyada tek bir İZ bile olamamış insanları görüp kalbimi bırakmamak olur mu?
Öyle “öykü okumayı sevmiyorum ben yiaaa” diyenlerin bile hayatından bir şeyler bulacağı eser en sevdiğim öykü kitaplarından biri olmaya hak kazandı.