Yaşar kemal ustanın okurken ağladığım hüzünlendiğim kitabı oldu, ilk olarak Köroğlu ile başlayalım, seyis bir babanın oğlu, her yiğit gibi imkansıza aşık, aşık olduğu kadın bolu beyinin kardeşi, köroğlu nigarını vezirin oğlu ile düğün olurken kıratıyla sevdiğini alır yeni bir belde de padişahlar gibi 40 gün 40 gece düğün ederler. Muradına ererler sonu mutlu biter. Karacaoğlana gelince obasından ayrılıp başka obada hayatını sürdürür, Karacaoğlan üstün yeteneğiyle güzel yanık sesiyle yeni geldiği oba beyinin kızına kendini aşık eder karşılıklı aşk var. Elif ile Karacaoğlan düğün ederler kavuşurlar, ama elife halil denen başka bir beyin yiğeni musallat olur. Kıza derki bir gece benimle yatarsan senden soğurum, kız başından def etmek için yatar ama temas yok, bizim yiğidim düğünde sazını çalıp türküsünü derken sazının teli kopar varır elifin yanına bir de görürki elif başka biriyle karacaoğlanın yatağında yatarken görmüştür. Karacaoğlan ikisinin üstünü örter ve başlar kendini yola vurmaya. Aylar yıllar geçer yaşlanırlar bizim elif artık ölüme yakın gidici, köyde ne kadar adam var ise karacaoğlanı bulmaya giderler. Bulurlarda yiğidim elif öldü ölecek geç olmadan tez var yanına derler giderler elifin yanına ama mezarı kazılmıs toprağına su dökülmüş yeni gömülmüş, bizim oğlan oracıkta türküyü patlatırsayfa 158 deki türküyü söyler. Ve sazını mezarının başında bırakır bir hayat sevda mutlu sona kavuşamadan biter. Karacaoğlan baki dünyada sevdiğinle birlikte ol. Yaşar Kemal Üstat harika kitap.