Yenilen biz miyiz yoksa aşklar mı?
Bir kızın kocaman gözlerinde görüyorum,
savrulan küllerini ömrümüzün.
Bu kenti ayrılıklar yıkacak bir gün biliyorum..
Ankara Radyosunda Söz Yayınları Şefiydim.
1963 yılı Aralık ayında Kıbrıs’ta Noel kıyımı diye bilinen acı olay oldu.
Türkiye’de kıyamet koptu. Basın Yayın Genel Müdürlüğü Kıbrıs’a
gönderilmek üzere bir muhabir istemiş. Hemen gönüllü oldum. Uygun görüldü. Olaydan 15 gün kadar sonra, radyo muhabiri olarak, Basın-Yayın Genel Müdürlüğünden bir
AŞK KAPANMAYAN YARADIR
47 yaşındaki recep bir tatil günü evde yalnız otururken kapı çalar. Gelen 19 yaşında bir kızdır ve kendisini arıyordur. Amasya’dan gelmiştir. Şükran diye bir kadının kızıdır. Ve üvey babasının şerrinden korumak için annesi tarafından gönderilmiştir. Gerçek babasının ise recep olduğunu söyler.
Recep şoktan çıkamadan
Gecenin üçüdür en uygun zaman, bahse girerim
düşünün: sabah çok yakın
oysa ışıltı yok ortalıkta
nerdeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık
henüz uyanmış bazıları
henüz uyumamış bazıları
bazıları uyanmış uykusuna doymadan
bazıları uykusuna varmadan doymuş
görüyorsunuz ilm-i hilaf ü cedel düzeniyle hayat
nasıl da sürüklüyor kendini
" OLGUNLUK ÇAĞI " / CAN DÜNDAR'dan....
Artık eskisi gibi her hafta sonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum . Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım .
İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun
BENİ UNUTMA
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde