"Kitabın ana konusu zorlu ve çetrefilli yolun bizi daha iyiye götürdüğü ile ilgiliyse şayet; burada kolay yolu seçen Alissa, dar kapıyı seçen Jerome'dur sanılanın aksine.
Karşısındakine kızkardeşi ile evlenmesini teklif edebilecek kadar hastalıklı bir zihinsel süzgeçe sahip Alissa, yıllarca aslında Jerome'u manipule ederek içinde bulunduğu acı denizine onu seven adamı da çekmiştir. İlişkilerinde Jerome'a asla söz hakkı vermemiş ve kendi istediği doğrultuda son zamanlara doğru da kendini Tanrı'ya adama kisvesi altında iki ruha da iyice acı çektirmiştir. Onca yıl yaşanabilecek birçok şey yaşatmayarak lakin beklentiyi de en tepede tutarak Jerome'a bana göre bir nevi işkence etmiştir sevdiği adama ,doğru bildikleri uğruna... Kendince fedakarlık olarak gördükleri aslında yaşamaktan kaçtığı duygulardan başka birşey değildir. İnsan tadını bilmediği bir yemeği elinin tersiyle kolayca itebilir ya tadını aldıktan sonra vazgeçebilmek... İşte bu asıl erdemdir...
Bu kitabın bende bıraktığı iz; en güzele ulaşmak için geçilmesi gereken dar kapının acı ile bağdaştırılmasının sapkınlığı... Bir aşkı yaşayıp da sonuna yaklaştığında metanetle karşılayabilmek, aynı hisleri bir daha yaşayamayacağını bilerek hayatına devam edebilmek hiç kavuşmamaya çalışmaktan daha erdemli ve daha dar bir kapı bana göre... Mutluluğun çetrefilli olmadığı yanılgısını her insanda vardır.. İnsan mutluluktan çok acıya alışıktır ki bu yüzden acı çekmeyi erdemli sanar. Halbuki mutluluğu yakalamak ve onu süreğen kılmak değil midir hepimizin girmekte zorlandığı dar kapısı?"