Nereye gidersem gideyim aynı ait olmama, boşunalık duygusu...
Benim için hiçbir önemi olmayan şeye ilgi duyuyormuş gibi yapıyorum, kendimi ya mekanik olarak ya da hayırseverlikten fakat hiçbir zaman bir yere varmadan çalıştırıyorum. Beni cezbeden başka bir yer
ve ben bu yerin nerede olduğunu bilmiyorum.
Daha basit bir deyişle din, insanın dünyayı bilme ihtiyacından çok, dünyaya ve onu idare eden ilkeye, Tanrı’ya, insan hayatının bir anlamı olduğuna inanma ihtiyacına cevap verir.
Yemeğini soğutmak için üfleyeni…
Ağzında yemek varken konuşanı…
Beyaz şarabı kadehin kâsesinden tutarak, kırmızı şarabı kadehin sapından tutarak içeni…
Bunların hepsi kafasına bir kurşun yiyecek.
Dünyadan 30.000 fit yukarıdayız ve saatte 455 mille uçuyoruz. İnsan başarısının doruğundayız ve bu yemeği medeni insanlar gibi yiyeceğiz.