Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Esirlikte öğrendim ki, o günlerden çapulcuların sayısı on beş binden artıkmış... O günlerde 4’ncü, 7’nci ve 8’nci Ordularımızın tutarı, bu sayıdan azdı. 27 Eylül’de, öndeki mızraklı alayın kolbaşısı, Tafas denilen kara taştan yapılmış büyücek bir Arap köyünün batısına yanaşmıştı ki, apansız köyden ateşe tutuldu. Alay attan inip avcıya yayıldı. Biz
Sayfa 550 - Bilgi Yayınevi, Üçüncü Bölüm, Dönemeç, IVKitabı okudu
Reklam
Düşündüm... Yanında üç kişiyle koca bir kolordu komutanı... Bir han odasına sığınmış... Olmaz. Yılgınlığı büsbütün cıvıklaştıracağız. Adımıza yaraşır bir yer bulalım. Aklıma Askerlik Şubesi geldi. Birimiz gidip baksak nerdedir? Başkan yerinde mi? Kaç tane er var?
Sayfa 298 - Bilgi Yayınevi, İkinci Bölüm, Karanlığın Dibinde, IIKitabı okudu
İçimizden başbuğa yalnız kaltaban Hasan İzzet Paşa inanmadı. Başbuğ, komutayı aldı eline... 21 Aralık Pazartesi günü Aras’ı geçtik. Sarıkamış Savaşı, aslında 22 Aralık Salı günü başlamış, 25 gün sürmüştür. Başkumandan vekili bizim kolordunun başındaydı. Onun için 22 Aralık Salı günü 11’inci Kolordu’yu düşman geri attı, 9’uncu Kolordu’yu çevirdi.
Sayfa 242 - Bilgi Yayınevi, Birinci Bölüm, Von Kres Paşa'nın Dürbünü, VKitabı okudu
- (...) Geçenlerde aklıma geldi, “Nerede kaldı bizim Cehennem Topçu?” dedim kendi kendime... “Uğrardı gelmiş olsa... ” dedim. Düşünüp dururken de kızdım, inanır mısın, Cemil Topçu... - Neye? - Senin Cehennem lakabına... İstanbul’un alınmasında biz top kullanmışız. O tarihlerde, en iri topu döktürdüğümüz halde, Cehennem Topçu lafı yok kitaplarda... Sonra gâvurlar topçuluğu ilerletmiş. Biz onlardan alır olmuşuz topları... Alta düşmüşüz yani... Sarılmışız palavraya... Saatte bir mermi atan, onu da 50 adım öteye düşürebilen top, çok güçlü görünmüş bize... Top atanlara “Cehennem” demişiz. Bunu düşünürken bir mesele daha çıktı önüme... Cehennem anlayışımızdaki hayal etme cüceliğimiz...
Sayfa 71 - Bilgi Yayınevi, Birinci Bölüm, Von Kres Paşa'nın Dürbünü, IIKitabı okudu
Yorgun Savaşçı geldi aklıma...
Albay Bekir Sami Bey: Akhisar'da daha fena muamele karşısında bulunduğumuzu anlıyorduk. Bize hiç kimse ne yiyecek, ne de yatacak yer verdi. Ne kaymakam, ne jandarma, ne memurlar, ne de eşraf yanımıza geldiler.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Yorgun Savaşçı filmini biliyorsun,12 Eylül'de yaktılar. Yılmaz Güney'e yaptıklarını Kemal Tahir'e de yaptılar. Nazım'ın iyi arkadaşıydı,aynı davadan birlikte yatmıştı.Film yakma deyince aklıma başka bir filim geldi.Fakir Baykurt, Avusturalya'ya geldiğinde bana dedi ki : " yılanların öcünü yazdım " , film oldu, yasakladılar. Ben de Milli Birlik Komitesi'ne, Cemal Gürsel'e başvurdum.Beni çağırdı.Bastonla yürüyordu. Sağlığı iyi değildi.Görüştük. "Bu romanı sen mi yazdın Fakir ? " Evet Paşam dedim. "Nesi var miye yasaklamışlar ? Getirin bakalım birlikte seyredelim " dedi. Makineyi kurdular,duvarda gösterdiler. Baktım Paşa yaslanmış Yılanların öcü filmini seyrediyor. Film bitti. Bitince yanındakine dedi ki Bitti mi ? Evet Paşam. Ben anlamadım,bunu mu yasakladınız ? Ne var bunda? Köylülerin durumunu anlatmış ne güzel, diye noktayı koydu. Ben şaşırdım,korkuyordum. Böyle olmaz ülkenin birliğini bozar diye düşünür. Sonra,kaldırın bu yasağı ,dedi. Ertesi hafta bütün sinemalarda oynamaya başladı filmim. "Türkiye'nin Halleri böyle "
Sayfa 174 - Ayrıntı yakın tarihKitabı okudu