Geceleri süt kokan, gübre kokan evleri
Topraktır hep damları, duvarı kerpiç...
Seferberlik yıllarını dinlerken ürpererek,
Tandır başlarında uyudun mu hiç?
Kış günleri trenlerle geçtin mi uzak köylerden?
Gördün mü dehşetini, tipinin karın...
Çektin mi hiç acısını istasyonlarda,
Tandır ekmeği satan, yumurta satan,
Yarı çıplak çocukların...
Kılığın kıyafetin sarmadı beni,
Söylediğin türküler bizim türkümüz değil!
Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını,
Yüreğinde nakış yok, acı yok bizden,
Bulutlar rahmetini kesmeden yavaş yavaş,
İnsanlar selâmını esirgemeden,
Savuş git içimizden...
Kılığın kıyafetin sarmadı beni,
Söylediğin türküler bizim türkümüz değil!
Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını,
Yüreğinde nakış yok, acı yok bizden,..
ANADOLU GERÇEĞİ
Yalın ayaklarınla koştun mu tarla tarla
Duydun mu çıplak toprağın, çıplak insanın yasını
Ağlayan kadınlarla, ihtiyarlarla
Yaşadın mı bir yağmur duasını
Bozbulanık ırmaklarda çimdin mi
Kulak verdin mi yürekten kavala, saza
Yalın ayaklarınla koştun mu tarla tarla Duydun mu çıplak toprağın, çıplak insanın yasını
Ağlayan kadınlarla, ihtiyarlarla
Yaşadın mı bir yağmur duasını
Bozbulanık ırmaklarda çimdin mi
Kulak verdin mi yürekten kavala, saza?
Bir ipek seccade üstünde gibi, huzurla... Durdun mu toprakta namaza ?
Bilir misin köylerde akşam olunca
Çekilir el ayak ortalıktan...
Bir hüzünlü ay doğar karanlığa sapsarı. Başlar bir ağıt gibi sulardan, kapılardan Kurbağa feryatları, köpek ulumaları...
Geceleri süt kokan, gübre kokan evleri Topraktır hep damları, duvarı kerpiç... Seferberlik yıllarını dinlerken ürpererek Tandır başlarında uyudun mu hiç?
Kış günleri trenlerle geçtin mi uzak köylerden
Gördün mü dehşetini, tipinin karın... Çektin mi hiç acısını istasyonlarda
Tandır ekmeği satan, yumurta satan
Yarı çıplak çocukların?...
Kılığın kıyafetin sarmadı beni
Söylediğin türküler bizim türkümüz değil Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını Yüreğinde nakış yok, acı yok bizden Bulutlar rahmetini kesmeden yavaş yavaş İnsanlar selâmını esirgemeden
Savuş git içimizden.
Yalın ayaklarınla koştun mu tarla tarla
Duydun mu çıplak toprağın, çıplak insanın yasını
Ağlayan kadınlarla, ihtiyarlarla
Yaşadın mı bir yağmur duasını
Bozbulanık ırmaklarda çimdin mi
Kulak verdin mi yürekten kavala, saza
Bir ipek seccade üstünde gibi, huzurla
Durdun mu toprakta namaza ?
Bilir misin köylerde akşam olunca
Çekilir el ayak
Kılığın kıyafetin sarmadı beni
Söylediğin türküler bizim türkümüz değil. Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını Yüreğinde nakış yok, acı yok bizden
Bulutlar rahmetini kesmeden yavaş yavaş
İnsanlar, selâmını esirgemeden
Savuş git içimizden.
Kılığın kıyafetin sarmadı beni
Söylediğin türküler bizim türkümüz değil
Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını
Yüreğinde nakış yok, acı yok bizden
Bulutlar rahmetini kesmeden yavaş yavaş
İnsanlar, selâmını esirgemeden
Savuş git içimizden.