Yürü, ey seyyah-ı avare yürü, durma yürü
(Yürü ey avare gezgin, yürü, durma, yürü)
Koymasın rah-ı visalden seni ezvak-ı misal!
(Alıkoymasın seni vuslat yolundan dünyevi zevkler)
Bu bedayi, bu letaif, heme rüya ve hayal,
(Bu güzellikler bu zerafet hem rüya hem hayal)
Yürü, ey zair-i biçare yürü, durma yürü!
(Yürü ey çaresiz misafir, yürü durma yürü!)
Yürü ki, nüzhet-i vuslatta teali göresin,
(Yürü ki vuslat bağında yükselesin)
Yürü, aslında fena bul, budur etvar-ı kemal!
(Yürü, aslında yok ol, budur mükemmelliğin zirvesi)
Yürü, alâyişi terk et, içesin ke's-i visal,
(Yürü, gösterişi terk et, içesin vuslat kadehini)
Yürü ki, saha-i hîçîde tecelli göresin!
(Yürü ki hiçlik meydanında bir tecelli göresin!)
-Filibeli Ahmed Hilmi-