Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aslında yürümek daha iyi geliyor insana; yavaş yavaş yürümek sokakların ve kaldırımların, göklerin ve ağaçların, insanların ve bakışların, gülüşlerin ve hüzünlerin satır aralarında saklı kalmış kelimeleri okumaya sevk ediyor insanı. Yürümek üzerine o kadar çok şey yazılmış ki... Yürümek okumak için bir imkan mı yoksa okumanın bir türü insan karar
bu bağdan yine de şikâyetçi değilim. bir tarafım senden kopuk ve güvendeyken öbür tarafım sana düğüm dügüm bağlı, yerden yere çalınıyor ve mahvoluyorken. değilim. çünkü bu ne biliyor musun, içinde yine de yalnız olmadığını bilmenin sevinci. orada benden başka biri daha var, bunu bilmenin. yalan yanlış, çarpık çurpuk, olmaması gereken bile olsa bi bağ kurabilmiş olmanın o tuhaf, hastalıklı sevinci. kafamın içinde hep zikzaklar, çemberler, labirentler çizip duruyorum. hiçbirinin içinden çıkıp da bir kapı çizerek ondan içeri girip kapıyı üstüme örtüp güvende ve iyi hissedemiyorum. yapamıyorum. bu hep böyleydi, her şeyin sırtıma yüklediklerinin altında ezilmenin bedeli. ama bu bir bahane değil, tembelliğime, zayıflığıma bir özür değil. kendime gösterdiğim tüm o anlayış ve merhametin içinde gerçeklik gözlüğünü bir kenara fırlatıp atamıyorum. hayır, atmıyorum. atmamalıyım. ne istedin bunca zaman? yaşamak mı, sevmek mi? yaşarken sevmek. severken yaşamak. çünkü senin için hep ikisi birdi. dokunmak, görmek, yürümek. bu çukurdan çıktığımda bile yalnız etrafında dolaşmaya devam etmemek. kendime bi başka çukur seçebilme özgürlüğü. oraya çiçek ekmek yahut orada boğulmak. ama sonra içinden çıkabilmek, uzaklaşabilmek. verilmedi sana hiçbiri, hiçbir şey. yalnız istemek verildi sana, çok istemek, isterken ağrımak, parçalanmak. sonra istemenin de çürümesi. sana yalnız ağrının, yalnız parçalanmanın kalması. verilmedi evet, sen de almadın. ne iyi. aferin. bir daha, en başa ve en sona. yaşamın ölü cenini
Reklam
Nasıl/ım?.
"Nasılsın?"sorusunu sevemedim bi türlü kendim çözemediğim halimi kime nasıl tarif edeyim? Vallaha bilmiyorum nasılım,neyim,niçin böyleyim.Anlatmaya başlasam hep nasıl değilsem onu anlatacağım bi bunu biliyorum. İyi değil kötü değil hatta bunun üstüne düşünmemiş bile,yaşamaya çalışan bir insan işte.Hep anlattığımın uzağına düşüyorum,içimde bir şey düğümlenince daha çok soruyorlar ama işte tarif edemiyorum o nasıl bir düğüm,çözülür mü bunu istiyor muyum bunu deniyor muyum.. Hayatın tekerlekli sandalyesinde dalmışım öyle durmuş yolları izliyorum ve yollarda yürüyen ayakları.Ses yok,yüz yok öylece yürümek var.Belki bu yolculukta nasılsın benim için bir soru değil bir cevaptı,ben sorunun kendisiydim.Nasılsın,evet ben bir nasılım,her şeyin nasılıyım,nasılını soranım olduğu gibi kabul edemeyenim. Soruyu cevap kıldığımıza göre cevaba ihtiyacımız kalmamış demektir. -Nasılsın. -Biliyorum.
20.04.2024
Kaderin inanır mısın?" diye sormuştun bana. Evet, kadere inanırım. Olması gereken bu, olmaması gereken şeyler vardır hayatımızda. Nedense hayatımızda olan şey, yalnızlık. Olmayan insan mutluluk. Neden? Neden mutlu olamıyoruz? Yalnızlığı severim. Yalnızlık, güzel bir şey. Yalnız kaldığında, seni rahatsız edecek kimse yok. Düşüncelerini aksi
Sevgili Karım bunu söylemenin kolay bir yönü yoktu biliyorum ama bende yazıp oraya bir yere göresin bulasın diye bırakmak istemedim. eğer bu mektup eline geçmiş okuyorsan bil ki.. Ben artık yapamıyorum. Burama kadar geldi bu acıyla başa çıkamıyorum. Bu çocuk bakmak gibi bir şey. Sürekli senin neyin olduğunu düşünmek olabilecekleri sayıp
"evet, evet, sevgili Olga," dedi, "seni koluma takıp şu ağaçlı yolda herkesin içinde başı dik, gururla yürümek istiyorum, böyle saklanarak değil! İnsanlar sana baştan çıkarıcı, küstah bakışlarla değil, gözlerini yere eğerek saygıyla baksınlar istiyorum. Kimsenin kafasında, senin gibi mağrur bir kızın çılgınca davranarak utanma duygusunu kaybettiği, nezaket kurallarını hiçe saydığı kuşkusu doğmasın..." "OBLOMOV"
Reklam
Biz her zaman her şeyi en yakın yerde ararız, yanılgı bu. Yürümek - Evet, Thomas Bernhard
BOŞANMAK Ben 20 yıldır eşinden ayrılmış bir bayanım. Neden mi ayrıldım? İşte sorun burada... Ben bunu ne eşime, ne aileme 20 yıldır anlatamadım.
Korkuyorum. Ölmekten mi? Hayır, yokluktan. Ölmek nihayet birkaç dakikalık mesele. Yürümek, uyumak gibi basit bir şey. Ama yokluk; ölüm. Evet, ölmek ve ölüm ayrı şeyler bence. Biri sonun başlangıcı, biri de son ve yokluk. Ölmekte şiir var, duygu var, anlam var. Ölüm, sadece karanlık, boşluk, anlamsızlık.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Aklımdan sana dönmek fikri her geçtiğinde hikayemizin neden bittiği geliyor aklıma. O zaman durdurabiliyorum kendimi. Ancak o zaman sana dönüşümün yine de bizi iyileştiremeyeceğini kalbime ve aklıma anlatabiliyorum. Evet giden bendim ama sen de kalmam için inandırıcı sebepler sunmadın. En acısı da beni sevgisizlikle suçladın. Hatta bir ara çok az kalmıştı beni de buna inandırmana. Sana olan sevgimin bitmesi!!! Düşüncesi bile dehşete düşürüyor. Neyse… Neticede bu hikaye yarım kaldı. Güneşli, aydınlık, masmavi gökte bembeyaz bulutların eşlik edeceği bir gelecek mümkünken biz karşılıklı; kara bulutların hakim olduğu, kirli, puslu bir havayı ve uzun dar bir sokaktan geçen tenha karanlık, belirsiz bir yolu seçtik. Başımızı öne eğip tenimizi ısıran soğukta birbirimizden bi haber ama yine de birbirimize hasret dolu yürümek zorundayız….
Reklam
Müthiş..
değer görmek, sevilmek, beğenilmek hepimizin en temel ihtiyacı. aslında ihtiyaç olmasının ötesinde hakettiğimiz de bir şey. doğduğumuz andan itibaren ebeveynlerimizin bize değer verip vermemesinden bağımsız olarak değerliyiz. ancak kimimiz bunu hissetmeden büyüdük. sadece iyi işler yaptığımızda, başarılı ve becerikli olduğumuzda bir anlamımız olduğunu hissettik. bunu sevgi görmenin yegane yolu olarak benimsedik ve yaşamımızı buna göre şekillendirdik. psikoloji kendiliği "yapan ben" ve "olan ben" olarak iki şekilde tanımlar. - sadece aktifken, iş üretirken, yararlı bir şey yaparken değerli ve sevilebilir hisseden benlik. - olduğu haliyle kendini kabul eden, varlığını anlamlı kılmak için durmaksızın çalışmak zorunda hissetmeyen, dinlenmeyi kendine hak gören, durabilen benlik. evet, varlığının kendiliğinden oluş halini yeterince anlamlı bulmak çok değerli. sadece yürümek, sadece uçmak, sadece yanmak, sadece sevmek, sadece ve kendi halinde dertlenmek de çok değerli.
Tuba Karacan
Tuba Karacan
381 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.