biliyorum bir tuhaflık var bende
sürünme ile sürtünme arasında
yüzüm yabani bir buket taşıyor
sürpriz yok, sessizlik olağan
evrenin son sayfası kapanmak üzere
"Ey Allah'ım, sana da pek yüzüm yok ama, gelmişken azıcık da anlatayım derdimi. Şimdi, Rabbim, hikmetinden sual olunmaz ama ben bu dünyaya niye geldim, sen bana bi onu de? Beni bu dünyaya gönderirken muradın neydi?"
Çıktım ama nereye gideceğimi de bilmiyorum. Sabah karanlığında hiç çıkmamışım ki dışarı. Gidecek kimsem yok, çalacak kapım yok. Biri geldi aklıma ama ona da yüzüm yok.
Bilinmez bir vadide savaştım görünmez atlılarla
Kolları çoktu, gözleri aç
Kaftanları vardı ve kendilerinden büyük kahkahaları
İnceydiler, inciliydiler, eğlenceliydiler
Heybelerinde hileler
Gülümsemelerine saklı hançerleriyle yüzümü alıp gittiler.
Benim yüzümden ağlama gülüm
Yüzüm yok benim
Ben bu yüzden yenildim
Öğrendiğim ne varsa
O yüzden..
youtu.be/-DKkx_NE5pU?si=...
"İki kolum var ama kemiğim yok,
Acıtmaz canımı ne taş ne de hançer.
Başım var ama yok bir yüzüm,
Seni yakalarım olmasa da gözlerim.
Ben değişkenim, bir hırsızım, göz oyunuyum,
Gizem ve sırlardan dokunmuştur benim cübbem.
Kısayım, zayıfım, canavar gibi uzun boyluyum,
Ama gece yarısı olduğunda ben bir hiçim."
Bir gölge.
Göz oyunu.
Ben de tam olarak bu olacaktım.
Her birimiz olacaktık.
Seni bir boşluğa attım
gövdemi başka gövdeler bilmeyecek artık
boşluk sesi ol...
hoşluk sesi ol...
sonra dönüp üz beni.
*
Yüzüm yüzünü terk edeli kıştı.
Yeni yeni kıştı.
Senin için yasak dediler
-yasaklar çiğnemek içindir dedim.
Senin için imkansız dediler
-önemli olan imkansızı başarmak dedim.
Senin için olmaz dediler.
-dünyada olmayacak şey yok dedim.
Senin için zor dediler
-kolay olsaydı değerli olmazdı dedim.
Onda bulduğun nedir ki dediler
-herkeste arayıp bulamadığım dedim.
Senin için o ne dediler
-hayattaki gülen yüzüm dedim.
Ona öyle nasıl bağlandın dediler.
-ben değil " o bağladı " dedim.
O da senin gibi sevdi mi dediler
işte cevap veremediğim tek şey buydu..
Eğer bunu bilmiyorsan vazgeç dediler
-Vazgeçecek olsaydım "sevmezdim "dedim
Hayat bazen hepimizin bildiği bir çocuk oyunundan ibarettir...
TAŞ- K'AĞIT- MAKAS...
İÇİMDEKİ KENAN ÜLKESİ
Dünyada dertsiz baş olmaz, dert olanın ahı dinmez.
Ne zordur, insan olabilmek. Ne zordur, geldiğin gibi kalabilmek, kaldığın yeri koruyabilmek. Ayakları sabit tutabilmek ne zordur. Kalbi ah'lardan temizlemek, en
“Daha önce de benlik ve ego sorunsallarıyla ilgili bir düş görmüştüm. Düşte tepelik bir yerde, dar bir yolda yürüyüşe çıkmıştım. Işıl ışıl bir güneş vardı ve olduğum yerden tüm çevreyi görebiliyordum. Yolumun üzerine küçük bir kilise çıktı. Kapı aralıktı. İçeriye girdim. Kilisenin içinde, Meryem Ana'nın resminin ve haçın yerine, çok güzel düzenlenmiş bir Çiçek demetinin olması beni çok şaşırttı. Mihrabın önünde, yerde, yüzü bana dönük meditasyon yapan bir yoginin lotus pozisyonunda oturduğunu fark ettim. Ona daha yakından baktığımda, yüzünün benim yüzüm olduğunu anladım. Dehşet içinde uyanırken, "Demek ki beni düşünen o! Bir düşü var. Düş de benim," diye düşündüm. Uyandığında ben yok olacaktım.”