Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KİTAPLAR TÜKENDİ
Arkadaşlar merhaba. Minimalizm minimalizm derken ben de kolilerimi gözden geçirdim ve birkaç (?) kitabımı elden çıkarmaya karar verdim. İçlerinden istediklerinizi yoruma yazın lütfen. Ben de öncelikleri tanıdıklarıma olmak üzere (lütfen kırılmayın) sizlere göndereyim. İçlerinde okumadıklarım var. Baktım daha uzun yıllar okumam vereyim gitsin
Reklam
Bir yıl daha bitiyor İşte bu kadar duru,bu kadar yalın Bu kadar el değmemiş Sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın Bu şiire nasıl dahil edilebilir bir yılın son günleri Her sonda,her başlangıçta ve her defasında Alır gibi başkasını karşımıza Perdeler çekip,ışıklar söndürüp oturup yatağın içinde bir başımıza Sorgulamak
Yüzyılın Aşkları / Çiğdem Talu - Melih Kibar'ı izlediğimden beri ne zaman bu şarkıyı dinlesem ayrı bir hüzün kaplıyor içimi 😔 youtu.be/gibN5wfxaQ0
Biterken yılın son günleri Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini Gençlik ikindilerini Kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri. Kırdım mı incittim mi birilerini? Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler. Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda? Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi Dağınık yatağım,mutsuz yatağım Çoğalttım mı
ÖLÜM VE ÖZGÜRLÜK
ÖLÜM VE ÖZGÜRLÜK Belki de yaşadıkları kasvetli derin duygular olmasaydı, böylesine kuvvetli kalemleri, şiddetli söylemleri, sarsıcı duyarlılıkları olmazdı.Dünyaya, acılarını, öfkelerini ,isteklerini, hayal kırıklıklarını şiirsel bir dille haykırarak özgürleştiler, ölümü seçtiler. Kurguladıkları romanlar gibi kendi yaşamlarının sonunu da kendileri
Reklam
Bir yıl daha bitiyor İşte bu kadar duru,bu kadar yalın Bu kadar el değmemiş Sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın Bu şiire nasıl dahil edilebilir bir yılın son günleri Her sonda,her başlangıçta ve her defasında Alır gibi başkasını karşımıza Perdeler çekip,ışıklar söndürüp oturup yatağın içinde bir başımıza Sorgulamak
ÖLÇÜMLER SÖZLÜĞÜ hüzün/ölçer rüzgâr: hüzün ölçeridir eylülün, ürpertir geceyi öptüğü yerden acı/ölçer
Gece daha taze karanfilden ve iç cebimde saklanan tütünden daha ıslak. Caddeleri ezen farklı numaralar değil, telaş ve geç kalınmış randevular. Vertigom, aniden çarpar kalp misali ve seni ilk görüşüm yıllanmış dejavumdur. Umarsızım ki neyi umayım? Marifetimi açıklayamaz ki akıbetim. Bir iki sıfat dahi yaparken, adımın önündeki adın nasıl
Simon ve Sartre. Mektuplarını, öykülerini okuyunca içimizden biriymiş gibi geliyor. Üniversite yıllarından itibaren başlayan harika bir aşkları var. Aşk anlayışları ve ilişki biçimlerini kendi pratik yaşam dinamiklerimin üzerine kurmam tamamiyle imkansız gibi görünüyor. Onlar kendi ve hatta bizim zamanlarımızın da ötesindeydiler. Sadece kadın değil, erkek bedeni üzerinde de hegemonizmi red ediyorlardı. Aşk var, bir yüze bağlılık yok. Hem güzel, hem korkunç. Hem çekici, hem kahredici. Tutku ve kıskançlık dolu. Hiç evlenmediler. Evliliği red ettiler. Bir birini hem bu kadar ayrıyken, hem birlikteyken tamamlayan çok az kişi vardır. İkisi de Avrupa entelektüel dünyasında otorite. İkisi de politik bir angajman içinde. Kıskançlık var. Mesleki çatışma var. Tecrübe yoğunluğu var. İdeolojileriyle yaşamları arasında paralellik var. Aşk var, tutku var. Var da var. 20. Yüzyılın ve sol jenerasyonun rüya çiftiydiler...
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.