Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir haritanın ölçeği, gerçek bir mesafe ile onun kâğıt üzerindeki temsili arasındaki küçültme oranını ifade eder. Kesirin paydası ne kadar büyükse, ölçeğe o kadar “küçük” denilir. Bu nedenle 1/1,000,000 ölçeğindeki bir harita, 1/10,000 ölçeğindeki bir haritaya göre çok daha küçük ölçeklidir, ancak ilki, ikincisine oranla çok daha büyük bir alanı ifade eder. Güçlü araçlar ve büyük alanlar veya çok sayıda insan üzerinde gerçekleşen bir eylemi ifade eden, "büyük ölçekli bir şey yapma”, “büyük ölçekli operasyon" gibi yaygın ifadelerin, harita ifadesinin tersi bir anlama sahip olduğu belirtilmelidir. Büyük ölçekli bir harita, görece küçük bir alanı temsil eder. Nereden türediği bilinmeyen bu karmaşa hayli yaygındır ve çok sayıda coğrafyacı da bu hatayı yapmaktadır.
Sayfa 94 - Ayrıntı Yayınları (2014)Kitabı okudu
"Bize asalak olduğu söylenen bu coğrafya, birçok yeri doldurulamaz gerece sahipti: Haritalar, ölçek oyunları. Ekonomi politik, sosyoloji, tarih modellerini aşırı derece uzaysallaştırdıkları anda, eksikliklerine rağmen coğrafya, özellikle ileri bir durumda bulunuyordu."
Sayfa 9 - Doruk YayımcılıkKitabı okudu
Reklam
Bugün "az gelişmiş" denilen ülkelerden birçoğunun neden az gelişmiş olduğunu Mukaddime'yi okuduktan sonra daha iyi anlıyoruz. Kuzey Afrika tarihini asırlar boyu damgalayan siyasi, iktisadi ve içtimai başarısızlıkların sebebi, bu ülke­de içtimai bir zümrenin (Batı'daki burjuvaziye benzer bir sı­nıfın) yokluğudur. Çağdaş bir Fransız yazarı, Yves Lacoste: Bugünkü az gelişmiş ülkelerin mazisi üç beş kelimeyle hüla­sa edilebilir, diyor... Önce hamleler devri, sonra yavaşlayan, durgunlaşan, gerileyen ekonomik ve sosyal gelişme. İbn Haldun, bu medd ü cezirlerin içinde yaşamış ve onları anla­mağa çalışmıştır. Buhranı ne Tanrı'nın iradesiyle izaha kal­kışmıştır ne dış güçlerle. Çöküşün sebebi, kucağında yaşadı­ğı toplumun iç yapısıdır. Geçen asrın sonlarına kadar hiçbir Avrupalı tarihçi, böy­le bir idrak irtifaına erişememişti.
Sayfa 146 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bir dizi istatistik ve yazılar bütününden çok daha fazlası olan hari­ta, coğrafi temsilin en üst biçimidir. Taktiklerin ve stratejilerin oluştu­ rulması için gerekli bütün bilgiler, haritanın üzerine getirilmelidir. Ha­rita, yani mekânın bu şekilde formelleştirilmesi bedava olmadığı gibi yansız da değildir. Kaçınılmaz tahakkümün, mekân tahakkümünün aracı olan harita, öncelikle yetkililer tarafından ve yetkililer için ha­zırlanır. Bir haritanın üretilmesi, yani iyi bilinmeyen bir somutluğun soyut, etkili, güvenilir bir temsile dönüştürülmesi ancak devlet aygıtı tarafından ve devlet aygıtı için gerçekleştirilebilecek zorlu, uzun ve maliyetli bir operasyondur. Bir haritanın oluşturulması, temsil edilen mekâna siyasi ve bilimsel olarak bir düzeyde vâkıf olmayı gerektirir ve bu, hem bu mekân üzerinde hem de orada yaşayan insanlar üzerinde bir iktidar aracıdır. Bugün bile çok sayıda haritanın, özellikle de büyük ölçekli, çok ayrıntılı, çoğu kez "kurmay haritası” denilen ha­ritaların çok sayıda ülkede askeri sır kapsamında olması şaşırtıcı değildir.
Coğrafyanın temel olarak savaş yapmaya yaradığını ileri sürmek, onun sadece askeri operasyonları yönetenler için vazgeçilmez bir bilgi olduğu anlamına gelmez. Söz konusu olan sadece savaş başlatıldıktan sonra birliklerin ve onlann silahlannın yerlerinin değiştirilmesi değil­dir, aynı zamanda savaşı hem sınırlarda hem de içeride hazırlamak, müstahkem mevkilerin yerini seçmek ve çok sayıda savunma hattı inşa etmek, dolaşım yollarını organize etmektir. Lenin’in "en derin as­keri yazarlardan biri [...], fikirlerinin bugün bütün düşünürlere mal olduğu bir yazar” diyeceği Cari von Clausewitz (1780-1831), “Mekânı ve nüfusuyla birlikte alan, sadece bütün askeri güçlerin kaynağı de­ ğildir, aynı zamanda savaşta etkisi bulunan faktörlerin aynlmaz bir parçasıdır ve bunu nedeni, operasyonlar sahnesini oluşturmasıdır” diye yazıyordu.
Devlet aygıtının birçok örgütünün işlevlerinden biri sürekli ola­rak bilgi toplamaktır (bu, polisin, jandarmanın en önde gelen görev­lerinden biridir), ileri gelen kişiler de bilgi sahibidirler ve bunu “yüksek makama” bildirmekte çok isteklidirler. Buna karşılık, iktidar kurumları ile alanın düzenlenme biçimleri arasındaki ilişkiler iktidarda olma­yanlardan kısmen gizlenmektedir. Yararı oldukça konjonktürel olan çok açık bazı bilgileri çember içine alan gizliliği delmeye girişmek­ten çok, orayı daha açık görmek için, kısmi bilgilerden kafası karış­mış olan bir kitleyi örgütlemeye olanak veren bir yönteme sahip ol­mak gerekir; buna dikkat etme nedenleri kavrandığı andan itibaren bu bilgiler büyük ölçüde elde edilebilir olurlar.
Sayfa 32 - Özne Yayınları (1998)Kitabı okudu
Reklam
19. yüzyılın ilk yarısında Lyon’lu kapitalistler, dokuma iş­çilerinin siyasi gücünü yıkmak için gerçek bir coğrafi stratejiyi hayata geçirdiler: O tarihe kadar Lyon’da yoğunlaşmış olan ipek dokuma işi, çok sayıda teknik operasyona ayrıldı; bunlar geniş ölçüde kıra serpişti­rildi: yalnızca “tüccar-üretici” kendisi için çalışan çok sayıda atölyenin yerini biliyor, bunlann her birinde çalışanlar, ötekilerin nerede çalış­tığını bilmiyordu. Bu nedenle, dağılmış olan çalışanlar, ortak eylemle­re artık pek girişemiyordu.
Coğrafya?
"İşin zor tarafı, askeri ve siyasi stratejik bir bilgiyi, tamamen zararsız pedagojik ya da bilimsel bir söylem olarak yutturmaktı."
| ”Bu coğrafya bir şeylere yaramalı mı? Belki de bu kesin değildi. Fakat “savaş yapmaya” yaraması, işte en şaşırtıcı olan bu! Bugün artık pek kullanılmayan bu zarif formül, 17. yüzyılda, 14. Louis tebaasına ve Avrupa’ya, Hollandalılarla “savaş yapmaya” gittiğini söylediğinde (1671) ortaya çıkmıştı. Bugün de partizan savaşlarının dağlarda, büyük ormanlarda, kısacası, özel coğrafi bölgelerde yapıldığını söylemiyor muyuz?”
Reklam
"Uyumsuzluk, bütün azgelişmiş ekonomilerin temel bir kusurudur".
Gemicik de alırsın Saray da dikersin
Sömürgeciler tarafından eski sosyal yapıların devrilmesi, yerli aristokrasinin kudretinin çok büyük ölçüde artmasına yol açmıştır. Bu durum, yerli aristokrasinin neden sömürgecinin müttefiki olduğunu açıklamaktadır.
19. Yüzyıl sonunda Fransız coğrafi ekolünde başlayan şeyin, elli yıl öncesinde Alman birliği hareketini başlatmış olan Alman coğrafi ekolünün taklit edilmesiyle ortaya çıkmış, büyük ölçüde jeopolitik bir hareket olduğunu söyleyebiliriz.
Bu harabeleşmiş kentlerin, bu bakımsız toprakların, bu yıkılmış yapıların, bu bozulmuş yolların nedeni neydi? En iyi ve haklı çabalarını boşa çıkaran bu istikrarsızlığın, bu kargaşanın nedeni neydi? “Biz ünün zirvesine tırmanmıştık ama o zirveler parıltılarını kaybetti ve ufuk karardı” diye yazacaktır İbnülhatib’e
Sayfa 84
Yves Lacoste
Coğrafya herşeyden önce savaş yapmaya yarar...
100 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.