Kendimi gördüm
Ben daha yirmi üç yaşındayım, tarih öğretmeni olacaktım, puanım yetmedi atanamadım. Zabıt katipliğine başvurdum. Bana da yazık değil mi?
Sayfa 84 - GünbayKitabı okudu
Ne garip ruh halidir, vatan toprağını bağışlamak..
"Bir gün, işittim ki, vatanım Selanik ve orada anam, kardeşim, bütün akraba ve hısımlarım,-içyüzlerini anlattığım için vatanımdan kovulduğum kişiler tarafından- düşmana bağışlanmıştır."
Sayfa 8
Reklam
Taarruz Ruhu
"Ordunun görevi, vatanı çiğnemek isteyen düşmana karşı ayağa kalkmaktır. Bu kalkış, elbette yerinde durmak için değil, düşmana atılmak için olursa kalkılmış olduğuna değer."
Sayfa 15
Osmanlı
Ne zaman ki ahlakımız bozularak fedakârlık ve mertlik damarlarımız gevşedi, fetih düşüncesi söndü, milletin şanını yükseltme amacı yerine kişisel yarar sağlama ve can derdi belasına düştük; işte bunun üzerine yenilgiden yenilgiye, felaketten felakete sürüklendik, çeşitli yoksulluk ve yoksunluklara mahkûm edildik.
Sayfa 44
Dünyanın en havalı cevabı
-Bütün bu işler içinde sen ne olacaksın? -Ben mi? Ben de sizleri o makamlara koyabilen olacağım.
Gerçekte, bir gün Sirenayik harekâtının meydanından Balkan yangınına koşarken... Bir gün Afrika sahilinden beni vatanıma ulaştıracak yolların kapanmış olduğunu görürken... Bir gün, işittim ki, vatanım Selanik ve orada anam, kardeşim, bütün akraba ve hısımlarım, -içyüzlerini anlattığım için vatanımdan kovulduğum kişiler tarafından- düşmana bağışlanmıştır.
Reklam
Sunuş
-(...) Memleketi bir akılsızın eline ve keyfine bırakamam. Bu çok adamların yerine, birkaç kafa ile iktifa edebilirim: Mesela Kâzım ( Özalp) Köprülü'yü Harbiye nazırı yapacağım. Nuri'yi (Conker) Kumandan ve idare şefi yaparım. Fethi'yi (Okyar) yeni inkılapçı Türkiye'nin mümessili sıfatıyla Avrupa'ya gönderirim... (...) Sofradaki arkadaşlarından biri Nuri (Conker), M. Kemal'in istikbali kucaklıyan bu sözlerine, ahenkli bir kahkaha ile gülüyordu. Mustafa Kemal, kahkahasını bir türlü yenemiyen, bu arkadaşının sükunet bulmasına intizar etti (bekledi) ve sonra sordu: -Niçin gülüyorsun? Gülen arkadaşı cevaben: -Seni düşünüyorum da, onun için... Bütün bu işler içinde sen ne olacaksın? Mustafa Kemal, bu suale sarih cevap vermeden, yalnız şu umumi cümle ile karşılık vermiştir: -Ben mi? Ben de sizleri o makamlara koyabilen olacağım.
Belleten, Cilt XVIII. Sayı 72, S.429, Ankara: 1954.Kitabı okudu
Genele yayma politikası,umut her zaman var.
"İnsanlar ancak, emelleriyle düşüncelerinin ne olduğunun onlara anlatılmasıyla yönlendirilebilir ve yönetilebilir."
Sayfa 13
Abdülhamidçi anlayış; insanlar okusunlar, mühendis olsunlar, zabit olsunlar, zanaatkâr olsunlar istiyor, fakat filozof olmaları zinhar hedef değil.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.