14 Temmuz 1972
Düşünüyorum da aşk sözcüğünü de biraz eksik buluyorum şu senlen ben arasındaki ilişkiye. Daha büyük, daha sağlam bu bizimki. Aşk onun içinde sadece bir kısım galiba. Ötesinde aşkla birlikte, ama yer yer, zaman zaman onu aşan başka duygular, başka esriklikler, başka baş dönmeleri de var bizde. Seni seviyorum ve senin için her şeyim. Beni seviyorsun ve benim için her şeysin. Bir insan için şu kısa hayatta bundan daha büyük ne olabilir ki. Acaba Mecnun Leylâ’yı elde edip onunla evlenseydi, Ferhat Şirin’e kavuşsaydı, aradan bu kadar yıl geçtikten sonra bizim birbirimize olduğumuz gibi tutkun olabilir miydi? Yangın olabilir miydi? Sen ne dersin buna?
Sayfa 34 - Can Yayınları (PDF)Kitabı okudu
Düşünüyorum da aşk sözcüğünü de biraz eksik buluyorum şu şenlen ben arasındaki ilişkiye.
Daha büyük, daha sağlam bu bizimki. Aşk onun
içinde sadece bir kısım galiba. Ötesinde aşkla birlikte, ama yer yer, zaman zaman onu aşan başka duygular, başka esriklikler, başka baş dönmeleri de var bizde. Seni seviyorum ve senin için her şeyim. Beni seviyorsun ve benim için her şeysin. Bir insan için şu kısa hayatta bundan daha büyük ne olabilir ki. Acaba Mecnun Leylâ’yı elde edip onunla evlenseydi, Ferhat Şirin’e kavuşsaydı, aradan bu kadar yıl geçtikten sonra bizim birbirimize olduğumuz gibi tutkun olabilir miydi? Yangın olabilir miydi? Sen ne dersin buna?
O, Aydan sonra Yerə ən yaxın olan göy cismidir. Biz onu hər gün səhər , dan yeri yenicə sökülməyə başlayanda görürük. Bu zaman o Ay kimi parlaq və gözəl olur. Günümüzə Günəşdən qabaq gəlməklə bizə səhərin açılacağından xəbər verir. Qəlbimizi sevinclə,inamla doldurur. Sonra isə itiririk onu. O daha görünmür.
Həyat da Kainat kimi çox qəribədir. Bəzən bizə ən yaxın olan biri, eyni zamanda, başqalarından daha uzaq görünür. Onu həm yaxın hesab edirik, həm uzaq. Az qala özümüz qədər yaxın hesab edirik, ona görə ki, hərarəti ilə qəlbimizi isidir, sonsuzluq qədər uzaq hiss edirik, ona görə ki, əlimiz çatmır...
Varlığımın Daimi Eşlikçisi
İnsan, hayatta tek başına olduğunu karanlık çökünce daha çok hissediyor. Gündelik koşturmacalar hafiflediğinde, yalnızlığın hep yamacımızda olduğunu fark ediyoruz. Sanki elimize bir kıymık batmış da, avucumuzun zonkladığını zihnimiz sakinleştikten sonra algılayabiliyoruz. Tenimizi belki kanatmayan ama çok acıtan bir baskı bu. Ancak odağımız dağıldığında acıyı yok sayabildiğimiz, kaçacak bir yer bulamadığımız zaman etkisiyle yüzleşmek zorunda kaldığımız bir hüzün dalgası. Tıpkı yapılması gerekenleri yapıp kenara kaldırdığım şu andaki gibi. Zihnimin sakinleşerek kalbimi baskılayan duygularımın yolundan çekilmesi ve benim onları ancak fark etmem.
Sayfa 34 - Ezgi KaraşinKitabı okudu
“Düşünüyorum da aşk sözcüğünü de biraz eksik buluyorum, şu senle ben arasındaki ilişkiye. Daha büyük, daha sağlam bizimki. Aşk onun içinde sadece bir kısım galiba. Ötesinde aşkla birlikte ama yer yer, zaman zaman onu aşan başka duygular, başka esriklikler, başka baş dönmeleri de var bizde. Seni seviyorum ve senin için her şeyim. Beni seviyorsun ve benim için her şeysin. Bir insan için şu kısa hayatta bundan daha büyük ne olabilir ki. Acaba Mecnun Leyla’yı elde edip onunla evlenseydi, Ferhat Şirin’e kavuşsaydı, aradan bu kadar yıl geçtikten sonra bizim birbirimize olduğumuz gibi tutkun olabilir miydi? Yangın olabilir miydi? Sen ne dersin buna?”
Şunu kısaca ifade edeyim, bir defa demek ki "civilization" denildiğinde o kelimenin kullanım sürecinde Batı Avrupa'daki belirli bir kesimin -aristokratların- hayat tarzını kastediyorlar, hayat tarzı zaman içerisinde diğer insanlar tarafından üstlenildikçe onlar da medenileşmiş oluyor. Daha sonra bu insanlar Batı Avrupalıların yerküreyi istilasıyla birlikte gittikleri yerlere aristokratlardan öğrendikleri ya da bizzat kendileri aristokratsa kendileri, hayat tarzlarını götürüyorlar ve o hayat tarzlarını birileri üstlendiğinde onlar da medenileştiklerini düşünüyorlar. Süreç kabaca böyle işliyor. Türkiye'de özellikle diplomatlar ve azınlıkların bu süreçte önemli bir yer edindiklerini düşünürsek, medenileşmenin aracılarının bunlar olmasının oldukça anlaşılır bir durum olduğunu da fark edebiliriz.
