Zeynep

Zeynep
@zetluluu
6 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
“Anlamıyor musun!” diye hırladı Rincewind. “Kenar’dan aşağı düşeceğiz, tanrıların belası herif!” “Bu konuda bir şey yapabilir miyiz ?” “Hayır!” “O zaman paniğe kapılmanın ne anlamı var ki ?” dedi İkiçiçek sakin sakin.
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
“Yangını o başlattı.” dedi Rincewind kısaca. “Kundakçı mı bu ?” dedi Brav sonunda. “Hayır,” dedi Rincewind. “Tam olarak değil. Ama kısaca şöyle diyebilirim: Mutlak kaos bir yıldırım olsa, fırtınada ıslak bakır zırh giyerek tepeye tırmanacak ve “Tanrıların hepsi onun bunun çocuğudur !” diye bağıracak türden biri…”
O görünüm anından; o, anı olan andan sonra, yeniden kesişmiş midir yollarımız, kendi ayrı yollarını yürüyen iki kişi gibi, diye düşünürsün: O caddede? Şu sokakta? Belki, o her sabah tepeye tırmanırken, sen yokuştan aşağı sapmışsındır; geçmişisinizdir birbirinizin yanından—ya da bir şehirden bir şehire aynı zamanda göçmüşsünüzdür, iki gezgin gibi—ama, birbirinizden habersiz... İki harita kurarsın kafanda: zamanda ve uzamda, ikinizin gidiş-gelişlerini saptayan —şu kadar yıl ve o kadar yol içeren iki harita... Üstüste konulduklarında -konabilselerdi— bilmeden ve bulamadan birbirinizin yanından gelip geçip gittiğiniz yerleri, ulaşamama ve dokunamama noktalarınızı belirleyebilecek... Öncesini bile— Ama — bilemediğindir, o yerler; o noktalar, dokunamadıklarınız... Dokunamadığın noktalardan gelir yaşamının anlamı.
Sayfa 29

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O’dur işte: Birden parıldayıverir o eskimiş anı gözlerinin önünde; nasıl, nereden, sen bilmeden— niçin gittiğini bile anımsayamadığın o tepede (aslında, yıllar yılı orada oturmuşsunuz); aşağıda uzanan şehrin önünde, o’dur işte aydınlanıveren.
Sayfa 28
Neden gidip bütün gün çarşıda oralet aramıştı ?
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Reklam