Efendiler, pek acsınız, bu çehrenizde bellidir;
Yiyin, yemezseniz bugün yarın kalır mı, kim bilir?
Şu nadi-i niâm, bakın, kudûmunuzla müftehir;
Bu hakkıdır gazânızın, evet, o hak da elde bir!..
Yiyin efendiler, yiyin; bu hân-ı zi-safa sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!