Bazı coğrafyada kadın olmak çok zor diye bir klişe laf etmek isterdim.Ama malesef olmuyor her yerde kadın dünyaya 1_0 yenik düşerek geliyor.
Küçük yaşta amcasının ona uzanan yılan elleriyle hayata çürüyen bir bedenle başlıyor . Babası yaşındaki adamla evlendiriliyor.Yediği lokma sayılırken ,yediği dayak ikramımız diye Allah ne verdiyse esirgenmiyor, evden kaçıyor ,her zaman yürüdüğü sokaklar bu sefer ona fuhuş dünyasının kapısını ardına kadar açıyor.Öyle bir dünya ki kadına başka kaçış noktası bırakmıyor. Hayat sizi sokağa bir kere çarpsın yeter ki ... kadın ,bedeni yutan elemandan kurtaramıyor...ve kadın değersiz ve kadın sıfır.
Peki neydi sıfır noktasında olmak;kadına bu çürümüşlüğü reva gören bir bedenin canını alarak ,kendi canını sisteme feda etmekti.
Kısaca kadın olarak zaten yaşamak zordu ama hayat kadını olarak yaşadıklarını hücresinde ölümü beklerken kendi ağzından dinliyorsunuz Firdevs'in hayatını...
Etkisinde kaldım ,etkisinde kalacaksınız .
Yaşam çok sert.Gercekten yaşayanlar yalnızca ondan daha sert olanlardır.
çocukluğumda kayda değer bir şey yoktu; ne aşk ne de başka bir şey. bu yüzden benim söylediğim her şey gelecekle ilgiliydi. çünkü gelecek, istediğim renklerle boyamak üzere hâlâ benimdi. özgürce karar vermek, istersem değiştirmek üzere hâlâ benim..
Artık onuru korumak için büyük paraların gerektiğini, ama büyük paraların onuru yitirmeden kazanılamayacağını öğrenmiştim.
Erkekler kadının değerini bilemez ,Firdevs.Kendi değerini bilmeyen kadındır.
Senin işlediğin suçlardan biri için asılmaktansa, kendi işlediğim suç uğruna ölmeyi tercih ederim.