Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Çalınan Dikkat (Johan Hari)
Elimden gelse bu kitabı önce çocuklarıma sonra çevremdekilere sonra dünya üzerinde telefonu bilgisayarı olan herkese ve özellikle devlet yönetimindeki görevlilere okuttururdum. Hatta okulların ders müfredatına zorunlu ders olarak koyardım. Neden mi?
Biz Y kuşağı çok acayip bir geçiş dönemine denk geldik. Bilgiye erişimimiz de günlük hayat da daha
15 yaşında bir kaptan adayıydım.O zamanlar denizler çok büyük, mesafeler çok uzak gelirdi, hayali bile zordu şimdi semtimizdeki mahalleden bahseder gibi bahsettiğimiz uzak diyarlardaki liman şehirleri.Keşke o zaman okuma şansım olsaydı bu kitabı.Sürükleyici bir çocuk romanı ancak yetişkinlerinde fazlasıyla keyif alacağından eminim. Avustralya’dan başlayan bir yolculuk istenmeden dönemin köle ticaretinin en işlek noktası olan Angola’da sonlanıyor ve burada işler biraz karışıyor. Kitap içeriği bakımından küçük küçük olsada biraz gemi ve seyir bilgisi, denizcilik kültürü, gemi yönetimi, meteoroloji, oşinografi ve coğrafya bilgileriyle bezenmiş kendiside bir deniz ve denizcilik aşığı olan Jules Verne gibi bir ustanın elinden çıkmış.Kısa bir seyahatte okunması tadından yenmez kanımca iyi okumalar.
BİR GÖNÜL DAVASI || ÜMRAN TAN
Hayata pembe gözlükleriyle bakan ve her istediğini elde eden bir kızdı Gülfem Leyla Gökalp. O gözlüklerle gördüğü masalsı hayatın bir nevi prensesiydi. Ta ki beklenmedik bir olay sonucunda hiç bilmediği bir mahalleye yolu düşene kadar… Gözlük düşmüş ve pembeler kaybolmuştu, hayatın renkleri daha farklıydı artık.
Herkese merhaba. Bugün karşınıza ters köşelerle dolu, heyecanlı ve sırlarla dolu bir kitap ile geldim.
Bu ailede herkes katil, kimi bir kişiyi, kimi birkaç kişiyi öldürmüş. Kimi bunu bilerek yapmış, kimi kaza sonucu gerçekleştirmiş.
Ama sonuca baktığınızda ailede katil olmayan tek bir kişi bile yok.
Hadi gelin bu aileye yakından
Deliler ve Cellatlar
Kitaba sakın ruhsal olarak kötü olduğunuz bir döneminizde okumayın maalasef ki ben öyleydim (anlaşılan bir süre daha böyle kalacağım) ben mi kitapı bitirdim yoksa kitap mı beni bitirdi anlamadım o kadar ağır geldi ki anlatamam okurken birçok kez kitabı yarım bırakmak istedim sinir krizi geçirdim yazar çok ağır bir şekilde Nova nın psikolojisibn
Yazarın daha önce Genç Vertherin Acıları adlı kitabını da okumuştum.Faust'u okumak ve anlamak nispeten zordu benim için ama özetlemek gerekirse bilgiye susamış faustun bu suçsuzluğunu giderebilmek için ruhunu mefistoya yani şeytana satması anlatılıyor.
(spoiler)
Dansa Davet'i nasıl anlatsam bilemiyorum. Birçok yönden çok etkileyici ve çarpıcıydı. O sefalet ve çaresizlik, en acı şekilde anlatılmıştı. Bir süre sonra çocuklarını, minik minik bebeklerini yiyen insanlar. Yavrularını korumak için nehre atmak zorunda kalanlar. O kadar farklı bi dünyaydı ki incecik bir kitap olsa da okuması çok zordu. Tek sefede okunmak istemiyordu, anlaşılmaya ihtiyacı vardı. Bunun gerçekten yaşanmış olması ise her şeyi daha acı hale getiriyor. O kadar etkilendim ki yeni bir kitaba başlayabilir miyim bilmiyorum...
Vasat
Büyük beklenti ve heyecanla aldığım bir kitaptı ama çokta sevmedim. Belki de sebebi Dex’in amatör çevirisi ve berbat edisyonu olabilir. Şöyle ki, diyaloglar arasında satır bırakılmadan aynı paragraf içinde peş peşe karakterlerin diyaloglarını okudum. Diyalogların arasında herhangi bir betimleme de olmadığı için hangisi ne söyledi hep birbirine karıştı. Ayrıca noktalamalarda da sıkıntılar vardı mesela, diyalog başında tırnak işareti koyulmuş ama diyalog bitmiş gitmiş hala tırnağı kapatmamışlar, diyalog devam ediyor sanıp saf gibi anlamaya çalışıyorum. Bu problemler kitabın sadece ufak tefek kısımlarında değil baştan sona karşılaştığım bir durumdu. Belki de bunun gibi sorunlardan dolayı kitap beni sarıp içine çekmedi.
Tüm bunların yanında ilk 200 sayfayı okumak gerçekten çok zordu. ‘’Bakire’’, ‘’Yükselmiş’’ gibi kavramlar kitabı alırken çok ilgimi çekmişti, bambaşka bir kurgu okuyacağımı düşünmüştüm. Bu yüzden kitabın yarısına kadar motivasyonumu yüksek tutmaya çalışarak okudum. Ama bence kurgu da kuvvetli değildi.
Olaylar bazen çok yavaş bazen de çok hızlı gelişti. Olayın altyapısını oluşturmadan kendimi pat diye olayın içinde buldum. Ana karakterler ile bir bağ kuramadım. Yazarın kalemiyle mi alakalıydı yoksa edisyonla mı alakalı bir sıkıntı mı var bilmiyorum ama güzel olduğunu iddia edemeyeceğim. Ortalama bir kitaptı. Ne iyi ne kötü tam anlamıyla vasat…
Tüm seriyi almış bulunmamdan dolayı ikinci kitaba da şans vereceğim umarım ikinci kitap daha çok ilgimi çeker ve seriyi tamamlayabilirim.
Siyahın Kelebeği
Herkese selamlarr! Bugün aşırı romantik bir kitaplayım. Hem romantizm hem de samimi dil sunuyor ve aşırı hoşuma gitti. Geçtiğimiz günlerde kargosunu birlikte açmıştık kitabın, açar açmaz da okudum doğrusu
“Sen sadece iki yılını kaybettin! Oysa ben tüm hayatımı kaybettim.”
Tolga ve Meyra yeni nişanlanmış aşırı tatlı bir
Üç Adım Uzakta
Stella, son sınıf öğrencileri için düzenlenen Cobo gezisine kistik fibroza hastası olup ateşi çıktığı için gidememistir. Kontrolü elinde olmasını seviyorum ama hastalığı engelleyemiyordu. Akciğer nakli bekliyordu ve en ufak bir enfeksiyon riskini bulastirabilecek insanlardan uzak durmak zorundaydı. En az üç adım uzakta...
Will Newman ise B.cepacia hastasiydi. On sekiz yaşına girmesine az kalmışken tedavi umrunda değildi ve tek isteği bir an önce hastaneden çıkmaktı. Hastaneden çıkıp özgürce kalan ömrünü tamamlamak istiyordu.
Bu iki gencin birbirinden uzak durması gerekiyordu. Yakınlaşmak ikisi içinde tehlikeli ve hayatta kalmalarını engellerdi. Ama birbirlerini tanıdıktan sonra üç adım ceza gibi gelmeye başladı. Hastaliklariyla savaşırken bir taraftan da uzak kalmak hele de hastane ortamında ikisi içinde zordu.
Akici cumleleriyle cabuk okunan bir kitapti. Genclerin hastalik sureci ve verdikleri mucadele cevremde olan hastalar icin tedaviden baska ihtiyaclari olabilecegini de gostermek acisindan aydinlaticiydi. Bazen ufacık bir sarılmak bile dünyalara bedeldir. Stella ve Will'in hikayesi kistik fibroza hastalığına karşı farkındalığın artmasına ve tedavisine umut olmuştur. Umarım daha kolay bir tedavi yöntemi bulunabilir. Okurken yaşamı, ölümü dostluğu ve aşk için sevdigimiz insanları görmemeyi kabul eder miydik? Bu soruları düşünüyorsunuz.
Herkese merhaba
İlk kitabın heyecanı ile ikinci kitabı da hemen ertesi gün birkaç saat içinde bitirdim. Sıkıntılı bir dönemdeyken, düşünmemek ve kafamı dağıtmak için okuduğum bu seri bana ilaç gibi geldi. Bir gerçek yaşadığımız hayat var bir de kitaplarla yaşadığımız hayat var. Çok doğru. O sıkıntılı dönemimde bir kere daha anladım ki benim en iyi arkadaşlarım kitaplarım. Yazarın zekasına hayran kalmamak imkansız. Heyecan dorukta, yine ters köşelerle dolu , soluksuz okuduğum bir seri oldu. Hemen yazarın bende olmayan diğer kitabını da almalıyım.
İlk kitaptan sonra Millie kendine yeni bir sayfa açıyor üniversitede sosyal hizmetler dalında okuyup yardıma muhtaç kadınlara yardım etmek istiyor. Bu arada hizmetçilik işine devam ediyor. Geçmişi hakkında sorular sormayan bir işveren bulmak zordu Millie için. O yüzden Douglas Garrick'in evinde çalışmaya başlaması büyük bir şanstı. Tek bir şartı vardı oda misafir odasına girmemesiydi.Çünkü karısı çok hastaydı. Millie bu durur mu ? Bir süre sonra evdeki tuhaflıkları görünce , Wendy'nin ağlama seslerini duyunca kapıyı tıklattı. İşte ondan sonra Millie bildiğimiz Millie, kendi yöntemleriyle Wendy'nin hayatını kurtarmaya çalışacaktı. Enzo'nun dönmesine çok sevindim. Ben çok sevdim seriyi.
Geçen yıl yazdığım bir inceleme
Kitabın ilk vakasını okuduğumda açıkçası korkmuştum ben bu kitabı nasıl bitireceğim diye. Hatta uzun bir zaman devam etmedim diyebilirim. Neden bir istismar vakası bana bu kadar ağır geldi bilmiyorum. Herhalde kitaptaki diğer vakalarda da istismar var ve daha detaya inilmiştir diye düşündüm ama farklı konular daha baskındı. Okudukça kitabın
Evett, Oathbringer nihayet bitti. Dalinar'ın geçmişini okumak beklediğimden çok daha zordu. Okurken afakanlar geçirdim bu ciltte desem yalan olmaz herhalde. Dalinar'ın öyle bir geçmişi vardı ki ben bile bir büyücü bulayım da zihnimi sildireyim diye düşünmeden edemedim. Onun ruh hali beni çok etkiledi. Üstelik sadece Dalinar da değil
Kıyamete Bir Milyar Yıl
Yine bir sovyet kurgusu. bilim insanları, sonu gelmez araştırmalar, kıyamet teorileri. Doğayla mücadele etmek mi yoksa ona teslim olmak mı? İnsanı veya doğayı kurtarmanın bir yolu yok mu? İnsanın varoluşuyla kıyamet süreci başladı. Kıyameti durdurmanın yolu insanı dizginleyebilmekti, ancak bu kıyameti durdurmaktan daha zordu.. Arkadi ve Boris kardeşlerin bilimkurgu kitaplarını seviyorum. Kitabı beğendim.
Yazarın daha önce iki kitabını okudum ve Yüz Karası’nı o kadar çok seviyorum kii Bu yüzden de İkimizin Yıkımı’na tatlı bir beklenti ile başladım. Keşke yapmasaydım Yüz Karası’ndan bağımsız düşünseydim kitabı daha çok sevebilirdim.
Hazel, berbat bir anneye sahip esas karakterimiz. Annesine ve tüm kasabanın nefret ettiği üvey babasına rağmen
