Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
204 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
A’mâk-ı Hayâl kitabında Ahmed Hilmi Bey, roman kahramanı Raci’nin kişiliğinde felsefenin insanı gerçek mutluluğa ulaştıramayacağını göstermek istemiştir. Ona göre gerçek mutluluk, Allaha varmak ve Evren ile Yaratıcı arasında bağı kurarak bu ilişkiyi bütünlemektir. İslam’da bu görüşü dinî yönden benimseyip açıklayan kişilerin başında Hallac-ı Mansur, Nesimi, Zünnun-i Misri, Şebusteri, Şeyh Attar, Muhiddin-i Arabî gelmektedir. Gerçekte kitaba bu yönüyle bakıldığında; kitap okura eşsiz bir düşünme sahası bırakmaktadır. Vahdet-i Vücut’ta dinî bir yön vardır. Bunu savunanlar kendi görüşlerini ayet ve hadislere dayandırmışlardır. Söz konusu bu inanç sistemine göre; insan ruhu tanrının ruhunun bir parçasıdır. İnsan ve evren tanrının bir ‘tecellisi’, görüntüsüdür.
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,8bin okunma
“Marifet konusunda düşündüm, gördüm ki dinin en yüksek noktası, kişinin kendi nefsini tanımasıdır. Tekrar düşündüm, bu sefer, Mârifetullah’ın; kişinin Allah’ın kadrini ve kıymetini bilmesi olduğunu farkettim. Bir kere daha düşündüm, bir de baktım ki, hiçbir kimsenin üzerinde Allah’tan gayrısının bir kalıntısı olduğu sürece, Allah’a vâsıl olamadığını keşfettim.” Zunnûn-i Mısrî (k.s.), (sufî, v.860)
Reklam
Zunnun i Mısri
Ne zaman ki karnımı doyurduysam ya isyan etmişimdir ya da günah işlemişimdir.
Zünnun-ı Mısri şöyle demiştir: Nasıl ki beden hastalandığında yemeğin tadını alamıyorsa aynı şekilde kalp de günahlarla birlikte ibadetin tadını alamaz.
Dilin kiri
...bir elçi olan ve kendisine yüklenen manayı karşı tarafa iletmekle görevli kelimeler, bu görevleri sebebiyle suçsuz oldukları gibi iletişimi sağlamaları sebebiyle son derece önemli bir görevi de yerine getirmiş olurlar. Kalbin kirliliği dilin kirliliğine sebep olurken, bir zaman sonra dil de kalbin kirinin artmasını sağlar. Burada bir girdap söz konusudur. “Kalbini en iyi biçimde koruyan kimdir?” diye sorduklarında Zünnun Mısrî hazretleri “Diline en çok hâkim olandır” cevabını verir. Kalp gereksiz ve çok konuşmaktan ötürü gaflet ile dolar. Susmak ise tefekkür kapılarını açar. Aynı şekilde kirli yerlerde gezen ve kirli kişilerle arkadaşlık yapan kişilerin de kalbi kirlenir. Kalbi kirlenenin dilinden kir akar. Ve bir zaman sonra da kir, kir olarak görülmez! Edebifikir/Sulhi Ceylan
Cüneyd der ki: Arif, (Allah'ı tanıyan) arif olabilmek için toprak gibi olmalıdır; ona iyi de basar, kötü de. Yağmur gibi olmalıdır; sevdiği yeri de sular sevmediği yeri de." Zünnun der ki: "Her şeyin bir cezası vardır. Arife verilen ceza da, Allah'ı (c.c) zikirden uzak olmasıdır."
Sayfa 438 - ŞuleKitabı okudu
Reklam
Zünnun şöyle demiştir: "Mümin kimse, Allah'a iman edip imanını sağlamlaştırdığı zaman Allah'tan korkar. Allah'tan korktuğu zaman da bu korku sebebiyle Allah'a karşı saygılı olur. Bu hal kalbine iyice yerleşirse, itaate devam eder. İtaate devam ederse reca (ümit) ortaya çıkar. Ümit kalbine iyice yerleşirse, sevgi (muhabbet) meydana gelir. Muhabbeti kalbinde tam anlamıyla yerleştirirse arkasından iştiyak gelir. Allah'a iştiyak duyduğu zaman, bu hal onu Allah'a yakınlık duymaya iletir. Allah'a yakınlık duyduğu zaman O'nunla huzura kavuşur. Allah ile huzura kavuştuğu zaman da, gecesiyle, gündüzüyle, gizlisiyle, açığıyla hep nimet içinde olur."
Said b. Osman dedi ki: Zünnun'u şöyle derken seven kimsenin alametlerinden biri de kendisini Allah'tan alıkoyan şeyleri terk etmesi ve yalnızca Allah ile meşgul olmasıdır. O'ndan başkasına yakınlık duymamaları ve O'na yabancılık çekmemeleri de Allah'ı sevenlerin özelliklerindendir. Allah'ın sevgisi bir kalbe yerleştiği zaman, o kalp Allah'a yakınlık duyar. Çünkü Allah sevgisi, ariflerin kalbinde bir başka sevginin bulunmasına izin vermez.
480 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Tasavvuf Nedir?
Her sufi, içinde bulunduğu hale ve döneme göre kendisine daha önemli gelen veya durumun icab ettirdiği noktalara ağırlık vererek tasavvufu tarif etmiştir. Zünnun-i Mısri (Kuddise Sirrahu) ehl-i Tasavufu şöyle tarif etmiştir: “Onlar öyle kimselerdir ki, Allah’ı her şeye tercih etmişlerdir; Allah da onları her şeye tarcih etmiştir.” Ruveym (Kuddise Sirrahu) Tasavvufu: “Nefsi, Allah’u Teala’nın muradına teslim etmektir.” Şeklinde tarif etmiştir Cüneyd-i Bağdadi (Kuddise Sirrahu) ye göre Tasavvuf, “Bütün varlıklar ile alakayı kesip, Allah’u Teala ile beraber olmaktır.” Maruf’u Kerhi (Kuddise Sirrahu) ya göre tasavvuf: “Hakikatleri esas almak, insanların sahip olduğu şeylerden ümit kesmektir. Fakr’ı nefsinde tahakkuk ettirmemiş olan kimse, tasavvufun hakikatine ulaşamaz.” Tasavvuf büyüklerinden Şibli (Kuddise Sirrahu) buradaki ‘Fakr’ı şöyle izah etmiştir: “Varlıklardan istiğna etme (onlara bağlanmama) halini, sadece Hakk’ı gaye edinmek suretiyle gerçekleştirmek” Bir İslam alimine göre "vaktini en kıymetli olana harcamaktır" Tasavvufun yediyüzden fazla tarifi yapılmıştır. Hepsinin özü ehemmi, mühimme tercihtir. Yani çok önemli işi, önemli işten önce yapmaktır.
Tasavvuf Külliyatı
Tasavvuf KülliyatıKolektif · Gelenek Yayıncılık · 201911 okunma
513 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.